Sabahın dördünde ciddiyetle yola koyulduğumuzda anlamlı gözükmüştü. | Open Subtitles | لقد بدو هادفين بقدر ماكنا عليه عندما بدأنا رحلتنا بجديه كامله في الرابعة صباحا |
"silah ustalığı" ile kılıcı büyük bir gayret ve ciddiyetle kullanmak arasında bir fark vardır. | Open Subtitles | التي يحفضها النبلاء من اجل المتعه واستخدام السيف بجديه |
Ona ciddiyetle yaklaşmam gerektiğini... | Open Subtitles | انا يجب ان اقضى وقتى معها بجديه |
Caprica hükümeti terörizm konusunu ciddiyetle ele almaktadır ve adalet sağlanana değin bu davanın peşi bırakılmayacaktır. | Open Subtitles | حكومة كامبسا سوف تاخذ هذة الاحداث الارهابية علي محمل الجدية وهذة القضية سوف يتم متابعتها حتي تاخذ العدالة مجراها |
Olanca ciddiyetle, sorumluluğunu alacağım bir rol. | Open Subtitles | وهو دور أتعهد بأدائه بمنتهى الجدية |
Olanca ciddiyetle, sorumluluğunu alacağım bir rol. | Open Subtitles | وهو دور أتعهد بأدائه بمنتهى الجدية |