Billy Edward Lenz'de doğuştan var olan karaciğer rahatsızlığı cildinin sararmasına yol açtı. | Open Subtitles | بيلى إدوارد لينز ولد بمرض نادر يجعل جلده أصفر |
cildinin durumuna bakacak olursak birkaç saatten fazla olmamış. | Open Subtitles | حسنا استنادا على حالة جلده ليس اكثر من القليل من الساعات |
Annesi, cildinin burada daha koyu ve daha kalın olmaya başladığını fark ettin mi? | Open Subtitles | أيها الأم هل لاحظتِ أن جلده بدأ يصبح داكن وأكثر سمكا |
cildinin altında pullar var. Ve bebeği kontrol etmek için beni kullanıyor. | Open Subtitles | لديه قشور تحت جلده وأنه يستخدمني ليتحكم في الطفله |
Sana bacağını o sandalyeye kaldırıp, kürkünü tutmayı bırak da kayarak açılsın dediğimde bana cildinin ne kadar da pürüzsüz olduğunu göster. | Open Subtitles | وعند إشارتي، ستضعين ساقكِ على الكرسي، ودعي المعطف ينزلق، وأريني مدى نعومة بشرتكِ. |
Ve cildinin ne kadar yumuşak olduğunu? | Open Subtitles | و كم هي بشرتكِ ناعمة؟ |
cildinin üzerinde parlıyordu. | Open Subtitles | رأيته توهّج على جلده. |
Tüm cildinin altında. | Open Subtitles | كله موجود تحت جلده. |
cildinin daha koyu olması gerek, Dee. - Evet biliyorum. | Open Subtitles | - (كلا ، يحتاج جلده إلى أن يكون أكثر غمقاً ، يا (دي . |
Oh, tanrım, cildinin ne kadar yumuşak olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | ! نسيت مدى نعومه جلده .. ! |