- Soygun değilse, cinayet nedeni kalmıyor. | Open Subtitles | المشكلة هي، إذا لم يكن السرقة، ثم ليس لدينا الدافع. |
cinayet nedeni, Teğmenin cep telefonunu arama fırsatı... | Open Subtitles | الدافع, الفرصة الإتصالات التي تسلمها الملازم على هاتفه؟ |
Sizce bir numaralı cinayet nedeni nedir? | Open Subtitles | في رأيك ماهو الدافع الأول لارتكاب جريمة ؟ |
Hadi. Birkaç tartışmaları olmuştu. Bunun bir cinayet nedeni olması çok zor. | Open Subtitles | هيا بنا , لقد كان لهم بعض التحديات هذا أبعد مايكون دافع للقتل |
Seni bilmem ama, bana cinayet nedeni gibi geliyor. | Open Subtitles | لا أعرف لكن هذا يبدو لي دافع للقتل |
Al sana cinayet nedeni, Alex. | Open Subtitles | ألا يعد هذا دافعاً يا أليكس ؟ |
Bu bir cinayet nedeni olarak düşünülebilir, Bayan Marrone. | Open Subtitles | يمكن لذلك أن يُعتبر دافعاً (للقتل يا سيدة (ماروني |
Belki de cinayet nedeni reddedilmiş bir âşığın intikamından çok daha büyük bir şeydi. | Open Subtitles | ربما يكون الدافع أكبر من مجرد انتقام حبيبة مهجورة. لعله شخص آخر أراد أن يرى صديق كوين |
cinayet nedeni kişisel olsaydı, elbette yapamazdım. | Open Subtitles | بالطبع لن استطيع لو كان الدافع شخصى |
Fakat cinayet nedeni nedir? | Open Subtitles | لكن ما الدافع ؟ |
Aslında, efendim, cinayet nedeni ile ilgileniyorduk. | Open Subtitles | في الواقع يهمنا الدافع |
İşte Pang'in bir cinayet nedeni vardı... .. ve fırsatı da vardı. | Open Subtitles | هان لديه الدافع .. |
Oldukça fazla cinayet nedeni. | Open Subtitles | ذلك الكثير من الدافع |
cinayet nedeni de vardı. | Open Subtitles | كانت تملك الدافع. |
- Bizim meslekte buna "cinayet nedeni." deriz. | Open Subtitles | "فيمجالِعمليّهذا مانسيمهبِـ" الدافع. |
Gerçek bir cinayet nedeni. | Open Subtitles | هذا هو الدافع الحقيقي للقتل |