| ve işten çıkarılıyorlar. cinsel tacizi ihbar etmek, birçok durumda kariyerin sonu anlamına gelebiliyor. | TED | يمكن أن يكون الإبلاغ عن التحرش الجنسي في كثير من الحالات نهاية عمل المرأة. |
| Sekiz yaşından 16 yaşına kadar babamdan gördüğüm cinsel tacizi atlatıp iyileşmemi kutluyorum. | Open Subtitles | أنا اتعالج نفسياً من التحرش الجنسي من قبل والدي منذ أن أتمت ثمانية سنين حتى أصبحت في السادسة عشرة |
| Bunlar işyerinde cinsel tacizi araştırdığım son bir yıl içinde kadınlardan duyduğum korkunç hikayelerin sadece birkaçı. | TED | هذا فقط عدد صغير من القصص المروعة التي سمعتها من سيدات على مدار العام الماضي، حيث كنت أحقق في مسالة التحرش الجنسي في مكان العمل، |
| cinsel tacizi taklit edecek bir alet kullanıyor. | Open Subtitles | انها تستخدم أداة لتقلد الاعتداء الجنسي |
| cinsel tacizi değil. | Open Subtitles | لا أقصد الاعتداء الجنسي. |
| Sarılmış çıplak cesetler, dikkatli bir gömmeyi ya da tabii ki cinsel tacizi gösterir. | Open Subtitles | الأجساد العارية الملفوفة تدل على الدفن بعناية أو بالطبع على الإعتداء الجنسي |
| cinsel tacizi bildirmek zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن نبلغ حالات التحرش الجنسي |
| Aslına bakarsanız, cinsel tacizi konuştuğumuz gün... herkesin bana tacizlerle ilgili şaka yaptığı gün oluyor. | Open Subtitles | شكراً يا (كيفين) عادةً اليوم الذي نتحدث فيه عن التحرش الجنسي يكون اليوم الذي يتحرش بي الكل فيه كمزحة |
| Şirketi, cinsel tacizi bir hastalık olarak sınıflandırmaya ikna ettim. | Open Subtitles | أن تصنّف التحرش الجنسي كمرّض |
| Benim eşim cinsel tacizi elmalardaki jiletleri, bebek hırsızlarını ve mavi kazağımın beni çete üyesi gibi... | Open Subtitles | زوجتي تقلق بشأن التحرش الجنسي ... وجود شفرات حلاقة في التفاح، وخاطفي الأطفال أن أُحسبَ غلطتاً بأني عضو في عصابة بسبب قميصي الأزرق المفضل لدي |
| Donanma, Askeri personele yönelik cinsel tacizi yok etmek için her zamankinden sıkı çalışıyor. | Open Subtitles | كما تعلم،الوكالة تضغط بشدة للقضاء على الإعتداء الجنسي في صفوفهم |