"cinsellik" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجنس
        
    • الجنسية
        
    • جنسي
        
    • الجنسي
        
    • جنس
        
    • جنسية
        
    • جنسياً
        
    • والجنس
        
    • بالجنس
        
    • جنسيّة
        
    • عن عجزى كرجل
        
    • الأًفْلاَمِ وَالجِنْسُ
        
    • الأعاقة
        
    Açlık, cinsellik, güç, ve bunları gerçekleştirme dürtüsü. TED الجوع ؛ الجنس ؛ القوة ؛ و الرغبة في التّملك
    İnsanlar doğurganlığa uygun olarak tasarlanmıştır, ancak tutkulu aşkın sarhoşluğu olmadan cinsellik tatmin edici değildir. TED لقد خُلق البشر للتكاثر، ولكن بدون نشوة الحب العاطفي، فإن الجنس يصبح غير مرضي.
    Ve kendimi sadece din ve cinsellik arasındaki bağlantı konusuna sınırlayacağım. TED وبالتالي سأقتصر فقط على الحديث عن الصلات بين الدين والحياة الجنسية.
    Başlangıçta her şey cinsellik üzerineydi. Pozisyonlar, mekânlar. Open Subtitles أتعلم لقد بدأ الأمر جنسي بالوضعيات والأماكن المختلفة
    cinsellik, bilim erkeklerin hükmü altındayken tanımlanmıştır. TED إذ تم تعريف النشاط الجنسي بعينه في الفترة التي كان الرجال يهيمنون على العلوم.
    Şiir, Cennet ve kovulma üzerine, ve bildiğimiz anlamda cinsellik, ölüm ve suçun kovulmayla beraber dünyaya gelmesi üzerinedir. TED إنها عن جنة عدن والسقوط وقصة الكتاب المقدس عن هذا السقوط، بأي جنس كما نعرفها والموت والذنب أتوا للعالم في نفس الوقت
    Bu ilişkide cinsellik olmadığından dolayı, geriye pek çok güç ve enerji kalıyordu... biz çocuklar ve sosyalist günlük yaşam için. Open Subtitles لم تكن هذه العلاقة جنسية و لكن كان ما يزال هناك القوة و النشاط أما نحن الأولاد بقينا والروتين الاجتماعي اليومي
    Adalet sisteminde cinsellik üzerine işlenen suçlar bilhassa çirkindir. Open Subtitles ' في نظامِ العدالةِ الإجراميِ، ' أسندَ المخالفاتَ جنسياً يَعتبرُ شنيع خصوصاً.
    Geleneksel olarak cinsellik eylemini doğrusal, amaca yönelik bir süreç olarak tanımladık. TED لقد قمنا في الماضي بتعريف الجنس أنّه على أنّه عمليّة خطية تهدف مباشرة لتحقيق هدف ما.
    İster erkek, ister kadın ya da cinsiyetsiz olarak tanımlanın, cinsellik, hislerimizle olan ilişkimizle alakalıdır. TED سواءً أكنت ذكراً أو أنثى أو غير ذلك، فإن الجنس يتعلّق بعلاقتنا بالمشاعر.
    Diğer bir deyişle, cinsellik, gerçek kapsamda, dünyevi değildir, o kutsaldır. TED وبمفردات أخرى، فإن الجنس بمعناه الواسع بعيدٌ كل البعد عن الدناءة، بل هو مقدّس.
    Bu sadece kadınların daha çok, daha iyi cinsellik yaşamasıyla alakalı değil. TED وهذا بالنهاية لا يتعلّق بحصول المرأة على المزيد من الجنس بالكم أو النوع.
    Bu, cinsellik yaşamadan çok mutlu olduğunuz anlamına geliyorsa bu da mükemmeldir. TED وإذا كان ذلك يعني أنّك أكثر سعادة بدون ممارسة الجنس على الإطلاق، فإن ذلك رائع أيضاً.
    cinsellik ise aşk, cinsiyet ve aile ile ilgilidir, cinsel ilişki ile değil. TED والهوية الجنسية هي عبارة عن نوع الجنس وعن الأسرة وليس العلاقة الجنسية.
    cinsellik ve zihinsel sağlıktan yoksulluk ve tutuklu yargılanmaya. TED من الأمور الجنسية والصحة العقلية إلى الفقر والسجن.
    Bu önceki nesillerin cinsellik ve aşk üzerindeki görüşlerinin banalliğini ve sıradanlığını siz hiçbir zaman dikkate almadınız. Open Subtitles على فكرة تلك الأجيال القديمة عن الحياة الجنسية كشيء دنيء وبسيط كان ذلك دائمًا شيئًا غريبًا بالنسبة لك
    Ama yine de anne-çocuk ilişkilerinde cinsellik önemli yer tutar. Open Subtitles بالرغم من وجود مكوّن جنسي في علاقة الام بالابن
    Ve cinsellik, yapılıp bir kenara konulan, hayatlarının yalnız bir kısmıyla sınırlı bir davranış değil. TED سلوكهم الجنسي ليس مجرد جانب واحد من جوانب حياتهم والذي يمكن وضعه جانبا.
    O güzel, akıllı, kendine güvenen bir kadın ve her yanından vahşi bir cinsellik fışkırıyor. Open Subtitles إنها جميلة وذكية وواثقة بنفسها وهي فقط كقنبلة جنس خام
    Bu ilişkide cinsellik olmadığından dolayı, geriye pek çok güç ve enerji kalıyordu... biz çocuklar ve sosyalist günlük yaşam için. Open Subtitles لم تكن هذه العلاقة جنسية و لكن كان ما يزال هناك القوة و النشاط أما نحن الأولاد بقينا والروتين الاجتماعي اليومي
    Adalet sisteminde cinsellik üzerine işlenen suçlar bilhassa çirkindir. Open Subtitles ' في نظامِ العدالةِ الإجراميِ، ' أسندَ المخالفاتَ جنسياً يَعتبرُ شنيع خصوصاً.
    # Filmlerdeki şiddet ve televizyondaki cinsellik # Open Subtitles ♪ ھو العنف في الافلام والجنس في التلفاز ♪
    Hatırlamamız gereken şey ise feromonlar sadece cinsellik ile ilgili değil. TED ما نحتاج إليه هو أن نتذكر أن الفيرومونات لا تتعلق فقط بالجنس.
    Roger Corwin ilk kez yarışlarla ilgilenmeye başladığında birçok insan bunu benim cinsellik gücüm için olduğunu söyledi. Open Subtitles عندما دخل روجر كوروين مجال سباق السيارات لأول مرة قال كثيرون اننى أفعل ذلك للتعويض عن عجزى كرجل
    # Filmlerdeki şiddet ve televizyondaki cinsellik # Open Subtitles ♪ ھُوَ العُنْفُ فِي الأًفْلاَمِ وَالجِنْسُ فِي التِلْفَاز ♪
    cinsellik ve Engelliler Merkezi'nden biriyle görüşebilir miyim acaba? Open Subtitles أ بمكاني التكلم مع شخص من قسم (الأعاقة والجنس) من فضلك أ بمكاني التكلم مع شخص من قسم (الأعاقة والجنس) من فضلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more