| Tüm hayatım boyunca ünlü Stella Clifton'un oğlu olarak bilinmemeye çalıştım, şimdi ise herkesin hakkında konuştuğu tek konu bu olacak. | Open Subtitles | لا ، لقد أضعتت عمري كله أحاول ألا أكون فقط مجرد إبن ستيلا كليفتون والأن هذا هو ما يتحدث عنه الجميع |
| Peki, eve gelip Clifton'ı ve oğlunuzu bulduğunuzda, ...ikisinden biri, onları kimin vurduğu hakkında herhangi birşey söyledi mi? | Open Subtitles | لذا عندعودتكِ الى الوطن و انتِ تبحثين عن ابنكِ كليفتون أي شخص منهم قالَ أي شيء عن الذيناطلقوا النيران؟ |
| O zamanlar federal suç sayılmadığı için Clifton/New Jersey'de doğdum. | Open Subtitles | ولدت فى بلدة كليفتون بنيوجيرسى التى كانت فى ذلك الوقت خطر وطنى |
| Ama gerçek şu ki Clifton'da hiç kimsenin çok fakir olmaya izni yoktu. | Open Subtitles | و لكن الحقيقة أنه لا أحد يسمح له بأن يكون فقيراً جداً فى كليفتون |
| Clifton beni almak için Kahire'den gitmeyi önerdi. | Open Subtitles | كليفتون عرض علي أن يطير من القاهرة ليقلني |
| - Jay Clifton Blue Bay'de sözü geçen birisidir. | Open Subtitles | جاي كليفتون رجل ذو نفوذ هنا في الخليجِ الأزرقِ. |
| - Müvekkilim olan Bay Clifton... ..25'in gecesinde sizinle zorla ilişkiye girdi. | Open Subtitles | انك تزعمين بأنّ موكلى، السّيد كليفتون ... هاجمَكجنسياً في ليلةِ الخامس والعشرونِ. |
| - Bu demek oluyor ki Bay Clifton, mirasını yasal yollarla kızına devretti. | Open Subtitles | السّيد كليفتون في معركة قانونية مَع بنتِ زوجته. |
| - Marie Clifton'un buna benzer bir yüzüğü var, değil mi? | Open Subtitles | ماري كليفتون عِنْدَها خاتمُّ مثل ذلك. اليس كذلكّ؟ |
| Jay Clifton Blue Bay'de sözü geçen bir adamdır. | Open Subtitles | جاي كليفتون رجل ذو نفوذ هنا في الخليجِ الأزرقِ. |
| Bay Clifton üvey kızıyla yasal bir çatışma içinde. | Open Subtitles | السّيد كليفتون في معركة قانونية مَع بنتِ زوجته. |
| Amherst'deki olayı ya da Clifton'daki şeytan kapısını hatırlamıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر الروح الشريرة في امهرست أو بوابة الشيطان في كليفتون |
| Babamın adı Jackson Smith. Clifton'da liman işçisi olarak çalışırdı. | Open Subtitles | أبي هو جاكسون سميث وكان يعمل في صناعة المفاتيح في كليفتون باريد |
| Clifton ve Ludlow'da inecekler hazırlansın. | Open Subtitles | كليفتون و لادلو فليستعد الجميع لكليفتون و لادلو |
| Hiç bir şey hakkında değil. Clifton'dan sadece, hepsi bu. | Open Subtitles | ليس لذلك علاقة بأي شيئ هو من كليفتون هذا كل شيئ |
| Reese, Clifton'a nezarette düşündüğümüz aile planından bahsetmek ister misin? | Open Subtitles | ريس.. تريد إخبار كليفتون عن خطتنا بخصوص الاحتجاز العائلي؟ |
| Yaklaşık bir yıl önce, Clifton babasını ve teyzesini programa kaydettirmek için geldi. | Open Subtitles | قبل سنة تقريبا جاء كليفتون هنا ليسجل والده وعمته للبرنامج |
| O yüzden Clifton yemeklerin eve götürülmesini istedi. | Open Subtitles | لهذا رتب كليفتون أمر توصيل الوجبات للمنزل |
| Sanırım Clifton Frank'ten nefret ediyordu, Çünkü kendi sevimliliğinden çekiniyordu. | Open Subtitles | أعتقد أن كليفتون كره فرانك لأن كليفتون يخشى من عذوبته هو الخاصة |
| Babası kızının Hazlit'le bağlantılı olduğunu öğreniyor ve Clifton Garber kanıtını kaybediyor. | Open Subtitles | يكتشف والدها أن لها صلة بهازلت فيفقد كليفتون غابر عذر تواجده |