"döşeğindeki" - Translation from Turkish to Arabic

    • فراش
        
    Kemoterapi sırasında, Bronnie Ware'in bir kitabını okudum, ölüm döşeğindeki insanların dilekleri ve pişmanlıkları hakkındaydı. TED أثناء علاجي الكيميائي، قرأت كتاباً لبراوني وير التي تحدثت عن أمنيات وحسرات من هم على فراش الموت.
    Vurulduğu gece ölüm döşeğindeki doktor kimdi? Open Subtitles من كان الطبيب الذي يرعاه على فراش موته ؟
    Yemin ederim, ölüm döşeğindeki anneme seni öldürmeyeceğime söz vermeseydim... seni öldürürdüm. Open Subtitles أقسم , انني لو لم أعد أمي وهي علي فراش الموت بأنني لن أقتلك لكنت قتلتك
    Ölüm döşeğindeki Lisa teyzemin hediyesiydi. Open Subtitles كان هدية من عمتي ليسا وهي على فراش الموت
    Ölüm döşeğindeki en iyi arkadaşımı ispiyonlamaktan nefret ediyorum... Open Subtitles أكره أن أغتاب صديقتي المفضله في فراش موتها
    Ölüm döşeğindeki annene, kardeşine uyuşturucu satıcılığını bıraktıracağına dair söz vermiştin, Kara Bomba. Open Subtitles إعتقدت أنك وعدت والدتك وهى على فراش الموت بأنك ستمنعه من الإنخراط بالمخدرات بلاك دايناميت
    Oğlunun ölüm döşeğindeki adamın ne yaptığını bildiğim için biraz önce borsada 10.000 dolar kazandım. Open Subtitles أعلم أنّني سأنهار بسبب ما رأيتُه أب مفجوع يبكي على فراش موت ابنه لا، لم تفعل
    Oğlunun ölüm döşeğindeki adamın ne yaptığını bildiğim için biraz önce borsada 10.000 dolar kazandım. Open Subtitles لقد جنيتُ للتوّ 10 آلاف دولار من سندات قصيرة الأجل أعلم أنّني سأنهار بسبب ما رأيتُه أب مفجوع يبكي على فراش موت ابنه
    - Şey ölüm döşeğindeki karıma söyleyecektim ama konuşacak daha o kadar çok önemli şeyimiz vardı ki. Open Subtitles لقد كنت سأسرَّ بهذا الأمر إلى زوجتى وهى على فراش الموت ولكن كان هناك ثمة الكثير من الأمور الهامة لنتحدث بشأنها
    Ölüm döşeğindeki itirafları geçelim lütfen. Open Subtitles أرجوك ، أفعّني من الإعتراف على فراش الموت
    Ölüm döşeğindeki birinin de size söyleyebileceği gibi insanları mutlu eden hayattaki derin ilişkilerdir, kendi kendine yetmekten vazgeçmektir. TED ولكن كما قد يخبرك أي شخص على فراش الموت، أن الأشياء التي تجعل الأشخاص سعداء هي العلاقات الوطيدة في الحياة، وفقد الاكتفاء الذاتي.
    Oh, hadi ya? "Üç Parmak" Banducci'nin ölüm döşeğindeki itiraflarını kim yazdı? Open Subtitles حقاً؟ حسناً، مَن الذي كتب إعتراف فراش الموت لـ(باندوتشي) ذي الثلاثة أصابع؟
    Ben-- sen ölüm döşeğindeki soluk bir kocakarısın. Open Subtitles أنا ال ... أنت قبيحة جدا تستلقين على فراش الموت
    Ölüm döşeğindeki birinin "daha az aşk yapmalıydım" dediğini hiç duymadım. Open Subtitles ولقد إكتشفت أن لا أحد علي فراش الموت أن يتذكر الماضي ويقول: " أتمني لو أنني أنقصت من الجنس".
    Ölüm döşeğindeki kimse "keşke daha kullanışlı olsaydım" demez. Open Subtitles أنت لا ترى شخصآ على فراش الموت " يقول " أتمنى لو كنت أكثر واقعيه
    Ölüm döşeğindeki itiraflara bayılırım. Open Subtitles أحــب فعــلا إعتـــراف فراش المــوت.
    Ve bu odadaki herkes tabii ki ölüm döşeğindeki annelerine bile rahatça yalan söyleyebilir. Open Subtitles ...و طبعا الجميع في هذه الغرفة يستطيعون الكذب بشكل سهل على أمهاتهم حتى على فراش موتهم
    Ölüm döşeğindeki Barbie ile işim bitmedi. Open Subtitles أنا لم تفعل مع فراش الموت باربي.
    Ölüm döşeğindeki büyükannem çekmişti. Open Subtitles التقطت بوساطة جدتي وهي على فراش الموت
    Babamın ölüm döşeğindeki arzusu işi devam ettirmekti. Open Subtitles \u200fلذا، كانت أمنية أبي على فراش الموت \u200fأن أبقي عمله قائماً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more