Toplu öfkemizi güzelliğe dönüştürmek için bir şeyler yapmak istedim. | TED | أردت فعل شيء لتحويل غضبنا الجماعي إلى شيء جميل. |
Dünyada kimse var mı bilmiyorum ama bu şehir yaşantımızı dönüştürmek için bir fırsat. | TED | أنا لا أعرف أحدا في العالم، وهناك فرصة لتحويل خبرتنا إلى مدننا. |
Bu bir karikatür değildir.Karikatüristin bir parçasını düşünmeyi ve bunu bir karikatüre dönüştürmek için sizin bir parçanızı düşünmenizi gerektirir. | TED | وذلك ليس دعابة، إنه يتطلب تفكير. وهذا جانب يعتمد على الرسام لتحويل الفكرة إلى كرتون. |
Metanet geleceğine bağlanır, sadece günlük, ya da haftalık veya sadece aylık bir şey değil, geleceği gerçeğe dönüştürmek için yıllar süren gerçekten zorlu bir çalışmadan ibarettir. | TED | الجَلَد هو التشبث بمستقبلكم ليل نهار، ليس فقط لمدة أسبوع أو شهر بل لسنوات، وكذا العمل بِكَدٍ لجعل ذلك المستقبل حقيقة. |
İnsanlar on yıllardır bunu gerçeğe dönüştürmek için çalışsalar da tam olarak bu ideale göre yaşamıyoruz. | TED | وللأسف لم يتحقق ذلك على أرض الواقع، على الرغم من عمل العديد من الناس لعقود لجعل ذلك حقيقة واقعة. |
Bu verimsiz mercan adasını bereketli ormanlara dönüştürmek için yeterlidir. | Open Subtitles | و هناك منه ما يكفي ليحول الجزر المرجانية الجرداء إلي بساتين خصبة |
Erkeğe dönüştürmek için her hayvandan birini seçebilirdin ve sen bir domuz mu seçtin? | Open Subtitles | كان بإمكانكِ اختيار أي حيوان لتحويله إلى رجل، فاخترتِ الخنزير؟ |
Suyu geri dönüştürmek için kullanılıyor. | Open Subtitles | إن لها دور ما في إعادة تنقية الماء هنا |
Şu anda, bütün ekosistemi gerçekten entegre bir şekilde dönüştürmek için New York Belediyesi ile ilişkilerimize çok yakından odaklanıyoruz. | TED | وحالياً ، نحن نركز عن قرب على كيفية شراكتنا مع إدارة مدينة نيويورك لتحويل النظام البيئي بأكمله بشكل متكامل. |
Bence bundan sonra gelecek olan yani dördüncü nesil kıtayı dönüştürmek için eşsiz bir fırsata sahip. | TED | أني أؤمن بأن الجيل القادم بعد هذا، أي الجيل الرابع، لديه الفرصة الفريدة لتحويل القارة. |
Yıllardır onları rahatsız eden sorunlara çözüm bulmayı hayal ediyorlardı ve bu, o hayalleri gerçeğe dönüştürmek için bir şanstı. | TED | كانوا يحلمون بحل للمشاكل التي كانت تزعجهم لسنوات، وكانت هذه فرصة لتحويل تلك الأحلام إلى واقع. |
Senden her nefret ettiğim seferde bunu şefkate dönüştürmek için güç sarf ediyorum. | Open Subtitles | كل مرة كرهتك فيها.. بذلت جهداً لتحويل ذلك إلى الشفقة.. |
Ya da bazı günler olduğum kişiden memnun kalmadığımda ise yine kendimi dönüştürmek için kıyafetleri kullandım. | Open Subtitles | و إذا , في يوم ما , ما أصبحت عليه ليس ما كنت أرغب في أن أكونه ماذا , عندها , سأستخدم الملابس لتحويل نفسي |
Ona enjekte ettiğim radyoaktif kontrast nörolojik yollarını ikili kodlara dönüştürmek için x-ışını tomografisi ile beraber çalışıyor. | Open Subtitles | الإشعاع المُعاكس الذي اعطيتها إياه للتو يعمل مع الأشعة السينية للتصوير المقطعي لتحويل مساراتها العصبية إلى رمز ثنائي |
Lou Dorchen vizyonunu gerçeğe dönüştürmek için hayatımın işi adanmış. | Open Subtitles | أنا كرست حياتي العملية لتحويل رؤيه لو داركهن الخياليه الى حقيقه. |
Mars'ı üzerinde yaşayabileceğimiz bir yere dönüştürmek için elimizden gelen en iyi şey onu kirletmek olabilir. | Open Subtitles | أفضل طريقة لجعل المريخ مكانا صالحا للعيش تكمن في تلويثه. |
Evet, acizane yargımı kullandım ama bazen felaket etkilerle sonuçlansa da bunlar dünyayı daha güzel bir hale dönüştürmek için yapılmıştı. | Open Subtitles | أجل، لقد استخدمت قرار ضعيف ولكن رغم الآثار الكارثية أحياناً.. فقط كان هذا لجعل العالم مكان أفضل.. |
Duvarlarımızı toza dönüştürmek için toplarını kullanacağını söylüyor. | Open Subtitles | يقول انه سيستخدم مدفعه ليحول جدارنا الى غبار. |
Gökdeleni bir yükselme noktasına dönüştürmek için şebeke kurmuş. | Open Subtitles | لقد قامت بوصل البرج لتحويله إلى مركز رفع |
Suyu geri dönüştürmek için kullanılıyor. | Open Subtitles | إن لها دور ما في إعادة تنقية الماء هنا |