Kutup memelileri, yılın belli dönemlerinde çok yüksek ses seviyelerine ulaşmaya alışıktır. | TED | اعتادت هذه الثدييات البحرية على مستويات عالية جدًّا من الأصوات في أوقات معينة من السنة. |
Ekonomik büyüme dönemlerinde bile eşitsizlik artmaktadır. | TED | حتى في أوقات التوسعات الاقتصادية، عدم المساواة تنمو. |
Yılın bazı dönemlerinde mevsimlik değişimler, akıntıları besin açısından zenginleştirir ve deniz tepesinin çevresindeki sular bir plankton çorbası haline gelir. | Open Subtitles | في أوقات معينة في السنة، التغيرات الفصلية تتسبب في وفرة التيارات المائية بأنواع المغذيات و بالتالي تصبح المياه حول الجبل البحري |
Kriz dönemlerinde, bir kişi akıllı olmalı. | Open Subtitles | في أوقات الأزمات يجب أن يكون المرء حكيماً |
Balıklar yalnızca savunma için büyük sürüler halinde bir araya gelmezler, ...aynı zamanda hayatlarının önemli dönemlerinde, ...yumurtlayacakları zaman da bir araya gelirler. | Open Subtitles | لا يجتمع السمك سوية في أسراب ضخمة للدفاع وحسب، لكن في أوقات هامّة أخرى في حياتهم، عندما يستعدّون للتناسل. |
Kıtlık dönemlerinde ya da zorluk dönemlerinde mesele tamamen kaynaklara sahip olmak ve onlara hükmetmekle ilgili. | Open Subtitles | انها كل شيء عن امتلاك الموارد والسيطرة على هذه الموارد في أوقات المجاعة أو في أوقات الشدة. |
Ekonomik zorluk dönemlerinde bize karşı sorumsuz olur | Open Subtitles | في أوقات المصاعب الإقتصاديّة سيكونُ هذا انعدام مسئولية من جانبنا |
Savaş dönemlerinde ittifaklar sık sık değişir. | Open Subtitles | قليلا ما تتغير التحالفات في أوقات الحرب |