Hala öğreneceği çok şey var. Eğer gururu bana dönmesine izin verirse. | Open Subtitles | ما زال أمامها الكثير لتتعلمه إذا سمح لها الكبرياء بالعودة لي |
Bauer yasadışı bir şekilde bir şüpheliyi vuruyor ve sen de tekrar sahaya dönmesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | باور يطلق النار على مشتبه به والاّن تسمحين له بالعودة إلى العمل الميداني |
Babam kömürlükte saklanırdı ve hiçbiri dönmesine izin vermezdi. | Open Subtitles | أبي كان يختبأ خارجاً في السقيفة ولا أحد كان يسمح له بالعودة الى هناك |
Görüşünün çoğunun bir gün içinde dönmesine yardımcı olacak. | Open Subtitles | سوف يساعد هذا لعودة الإبصار لديك خلال يوم تقريبا |
Ne kadar az kalırsa kalsın, dönmesine sevindim. | Open Subtitles | أنا مسرورة لعودته, ولا يهمني كم من الوقت تركنا |
Ve açık görüşlü, UFO'lara inanan deniz kızı haklarının aktivisti karımın dönmesine çok sevindim. | Open Subtitles | أنا مسرورٌ جداً بعودة الناشطة المؤمنة بالمخلوقاتُ الفضائية وحقوق حوريات البحر إلى إيمانها |
Eşinin geçen bahardaki ölümü, Veronica'nın Birleşik Devletler'e dönmesine ve baba-kızın barışmasına neden olmuştu. | Open Subtitles | ماتت زوجته الربيع الماضي مما أثار عودة (فيرونيكا) للولايات المتحدة و عادت الابنة للعيش مع والدها بعد سنوات من الغربة |
Zamanla, Ellen'ın hizmetçisinin eve dönmesine izin verildi. | Open Subtitles | وفى النهايه سمح لها بالعوده مره اخرى الى المنزل |
Bu piçlerin evlerine dönmesine izin verme! | Open Subtitles | نحن لن نترك هؤلاء السفلة يعودوا الي منازلهم |
Bana arabayla çarpmadan önce, Billie'nin hayatının ne kadar alt üst olduğunu söylemiyorum bile. Eski hayatına dönmesine izin veremem. | Open Subtitles | بدون أن أذكر أنّ حياتها كانت سيئة قبل أن تصدمني بسيارتها لا يمكنني السماح لها بالعودة إلى ذلك |
Annem Katen'ın tapınağa dönmesine izin vermez. | Open Subtitles | هي لن تسمح لكـــتين بالعودة والعيش في المعبد |
Ama belki onunla iletişime geçip sessizce dönmesine ikna edebilirsin. Kimse zarar görmesini istemiyor. | Open Subtitles | لقد تمّ توزيع نشرة بأوصافه، لكن قد يكون بوسعكِ الإتصال به وإقناعه بالعودة بهدوء |
Hiç zahmet etme. Belki eve dönmesine müsaade ederler. | Open Subtitles | سأكون على مايرام ربما سيسمحوا لها بالعودة الى المنزل |
Bilmiyorum, dönmesine izin vermeyebilirim. | Open Subtitles | لا اعلم, قد لا اسمح له بالعودة الطفل عمره اقل من 3 شهور |
Bayan Grant bana onu bulmak için bir şans verin, geri dönmesine ikna etmek için. | Open Subtitles | آنسة غرانت امنحيني فرصة لأقوم بأيجاده لأحاول ان اقوم بأقناعه بالعودة |
Ama yaptığından sonra geri dönmesine izin mi vereceksin? | Open Subtitles | ولكن أنت ستسمح لها بالعودة بعد الذي فعلته؟ |
Her şeyin normale dönmesine sevindim. | Open Subtitles | ملائمة. أنا سعيد لعودة الأمور إلى نصابها. |
Başka biri görse bu ikisinin dönmesine hiç sevinmedin sanacak. | Open Subtitles | من المنظور الواسع ،الذي أراه يجب أن تبتهجوا لعودة هذين الإثنين |
Yas tutan bu babanın işe dönmesine izin verenler tüm suçlamaları yalanlıyor ...ve reddediyor. | Open Subtitles | وكما يحدث قبل أكثر من شهر الكثيرون يسائلون التوقيت لعودته إلى عمله |
Lady Margaret, dönmesine gerek kalmayacak. | Open Subtitles | سيدة مارجريت لسنا في حاجة لعودته |
Sanırım işlerin normale dönmesine memnun olacaksın. | Open Subtitles | أنا متأكد أنكِ ستسعدين بعودة الأمور إلى طبيعتها |
Eşinin geçen bahardaki ölümü, Veronica'nın Birleşik Devletler'e dönmesine ve baba-kızın barışmasına neden olmuştu. | Open Subtitles | ماتت زوجته الربيع الماضي مما أثار عودة (فيرونيكا) للولايات المتحدة و عادت الابنة للعيش مع والدها بعد سنوات من الغربة |
Ancak Kanaan'ın isteği yerine getirilip anakaradan dönmesine izin verildiğinden beri işler çok daha rahat. | Open Subtitles | علي الرغم من ان الاشياء اسهل الان بعد الموافقه علي طلب كانان قد وافقوا عليه و قد تم السماح له بالعوده من البر الرئيسي |
Bu piçlerin evlerine dönmesine izin verme! | Open Subtitles | نحن لن نترك هؤلاء السفلة يعودوا الي منازلهم |