Beni sabahın dördünde arayarak derin bir uykudan uyandırdı beni. | Open Subtitles | اتصلت بي إيقظتني من نومي العميق في الساعة الرابعة صباحاً |
Baş belasını saat sabahın dördünde aradım. Evde bile değildi. | Open Subtitles | اتصلت بالأحمق في الرابعة صباحاً لم يكن موجوداً حتى. |
O garajda yaşayıp, sabahın dördünde elinde çekiçle yatak odasına girdiği sürece normal bir aile olmamız mümkün değil. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نكون عائلة طبيعية بشخص يعيش في كراج وياتي الى غرفة نومي في الساعة الرابعة فجرا حاملا معه مطرقة |
Tegucigalpa'ya gelmem ve Ocak'ın dördünde ve beşinde tekrar konuşma yapmam istendi. | TED | طلب مني ان احضر الى تيجوسجالبا والحديث مرة اخرى في الرابع والخامس من يناير. |
Dört gün sonra, Ocak'ın dördünde, yola çıktık. | Open Subtitles | بعد أربعة أيام، في الرابع من يناير، إنطلقنا |
Hiç unutmam, sabahın dördünde uyanıp kahvaltımızı yaptıktan sonra, botlarımızı cilalar ve tatbikat yapmak için dışarı çıkardık. | Open Subtitles | أتذكر بأننا كنا ننهض في الرابعة صباحا و بعد الفطور . .. نقوم بتلميع احذيتنا و |
Elbette dostum siz sabahın dördünde kötü adamların peşinde koşuyorsunuz. | Open Subtitles | يا رجل ، ها أنت ذا ، تطارد الأشرار حتى الرابعة صباحاً بينما أنا أجلس هنا كالبطة |
Bu sahneyi sabahın dördünde çekmiştik. Set ekibi daha kendine gelememişti. | Open Subtitles | لقد بدأنا التصوير في الرابعة صباحاً، والفريق كان كسول قليلاً |
Uyuyamadın mı? - Uyuyamıyorum, çünkü erkek arkadaşım sabahın dördünde arabasını tamir ediyor. | Open Subtitles | انها الرابعة صباحاً وأنت تقوم باعمال الصيانة ؟ |
Bazen sorumluluklarımı düşünmekten sabahın dördünde uyandığım oluyor. | Open Subtitles | أحياناً أستيقظ بالساعة الرابعة صباحاً حتى أُفكر فحسب بشأن كل المسؤوليات |
İstediği kahrolası pizzayı yolla, yoksa annenle baban, sabahın dördünde cesedini teşhis etmek için morgda olacaklar. Anladın mı amcık? | Open Subtitles | قم بتوصيل البتزا التي طلبتها، او في الساعة الرابعة صباحاً سيكون والديك في المشرحة للتعرف على جثتك |
Kalkarken ayak bileğimi incittim çünkü götün biri sabahın dördünde beni uyandırdı. | Open Subtitles | قمت بالنزول على كاحلي عندما نهضت من الفراش بسبب أبلهٌ ما أيقظني في الرابعة صباحاً |
Sevgili komşumuz, John Casey, sabahın dördünde seni eve taşıyordu içki ve ucuz saç spreyi kokuyordun. | Open Subtitles | جاء حاملك فى الرابعة صباحاً ، مبتسماً ويفوح من رائحة الخمر ورائحة سبراى شعر رخيص |
Sabahın dördünde otobüsün altında kalmış birinin elde edebileceğinin en iyisi bu. | Open Subtitles | شخص مُلقى تحت حافلة في الرابعة صباحاً، وعظامه مكسورة، هذا أفضل ما يحصولون عليه. |
Sabahın dördünde beni buraya getirtiyorsun. | Open Subtitles | تجعل العناصر الرسمية تسحبني هنا الرابعة صباحاَ ؟ |
Çünkü sabahın dördünde benim evime gelip kokain aramaya çıkmak ister misin diye sordu. | Open Subtitles | لأنه زارني في الرابعة صباحاً، وأراد الذهاب للحصول على الكوكايين |
Beni sabahın dördünde, annem hakkında atıp tutmak için mi uyandırıyorsun? | Open Subtitles | توقظيني في الرابعة صباحاً لتشتكي من أمي؟ |
Dört gün sonra, Ocak'ın dördünde, yola çıktık. | Open Subtitles | بعد أربعة أيام، في الرابع من يناير، إنطلقنا |
Bayan Gershwitz, Bu yıl Mart'ın dördünde, sabah, nerdeydiniz? | Open Subtitles | انسه جريشويتز يوم الرابع من مارس من السنه الحاليه فى الصباح اين كنتى؟ |
- El Toro'ya gitmek zorundayım. - Ayın dördünde gideceğini söylemiştin! | Open Subtitles | يجب أن أذهب الى ال تورو لكنك قلت أنك لن تغادر في الرابع من هذا الشهر |
El Toro'ya gitmem gerekiyor. Ama ayın dördünde gideceğini söylemiştin. | Open Subtitles | يجب أن أذهب الى ال تورو لكنك قلت أنك لن تغادر فى الرابع من هذا الشهر |
Sabahın dördünde beni aradı. | Open Subtitles | إتصل بي في السّاعة الرّابعة ... صباحاً |