Bununla bir kişi, dört kişinin kaldırabildiği bir taşı kaldırabilir. | Open Subtitles | معها، رجلٌ واحد يرفع حجراً بإمكانه فعل عمل أربعة رجال |
Efendim, biraz önce dört kişinin başlıkları metal bir sandıktan sarı bir taksiye yüklediklerini gören bir görgü tanığıyla konuştum. | Open Subtitles | سيدي، تحدثت مع شاهد قال أنه رأى أربعة رجال يفرغون محتويات صندوق معدني في سيارة أجرة صفراء |
Dün öldürülen dört kişinin cinayetini soruşturuyoruz. | Open Subtitles | نجري تحقيقاً بقضية قتل أربعة رجال يوم أمس |
Ofis binasında dört kişinin ölümüne yol açan bir patlamaya neden olmakla suçlanıyorsun. | Open Subtitles | لقد كنتِ السبب في حدوث إنفجار في بناية مكتب.. الذي كان السبب في إنهاء حيوات أربع أشخاص |
Bu komik, çünkü bence de bu akşam dört kişinin.. ..hayatını mahvetmemek için mükemmel bir gece. | Open Subtitles | هذا مضحك، لأنّي كنتُ أفكّر أنَّ اللّيلة هي ليلة مثالية لكي لا نفسد حيوات أربع أشخاص. |
Zaten iyi tanımadığım dört kişinin evine sap gibi gitmek hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | لا أقدر ذهابي وحدي لمنازل أربع أشخاص بالكاد أعرفهم. |
Ama o yatağa yatırılıp dört kişinin götüne cihat düzenlemesini istemiyorsan bu kızların paralarını verip gitmelerine izin vermeni öneririm. | Open Subtitles | ولكن إذا أردت أن تكون الشخص على السرير بينما أربعة رجال بيض ينكحونك في مؤخرتك أقترح عليك الدفع لأولئك الفتيات وتتركهم يذهبوا |