"dövüp" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضرباً
        
    • تضرب
        
    • بضرب
        
    • ضربها
        
    • يضربك
        
    • ضربا
        
    • ضربوها
        
    • بضربه
        
    • فقد ضرب
        
    • ضربوني
        
    Yani biri onu dövüp kafese tıktıktan sonra tekneyi ateşe verdi. Open Subtitles هناك من برّح الشاب ضرباً رماه في القفص ثم أحرق مركبه
    O zaman ya o, ya da şuradaki diğer insan azmanı beni öldüresiye dövüp kendimizi savunduk diyebilirler. Open Subtitles إذاً إما هو أو وغدك الآخر الجالس هناك قد يوسعانني ضرباً حتى الموت ويدعى الدفاع عن النفس
    Ama neden birini dövüp sonra da üzerine yaratık salarsın ki? Open Subtitles لكن لم تضرب أحداً ثم تطلق الويفيل عليه ؟
    Çocuklar birbirlerini dövüp YouTube'a yüklüyorlar. Open Subtitles الاولاد يقومون بضرب اعمى ، ويصورونه ويحملونه على الانترنت
    - Karısını bir çekiçle öldürene kadar dövüp, kafasını kesti. Open Subtitles ضربها حتى الموت بالمطرقة و عندئذ دق عنقها.
    Babanın seni dövüp seninle seviştiği Sevgililer Günü'nü hatırlamışsındır. Open Subtitles عندما يضربك والدك ثم يضاجعك ـ توقف عن الهراء ـ اللعنة عليك ألديك مشكلة مع ذلك ؟
    En fazla onu dövüp gazetede yazmasın diye korkutmaya çalışmış olabilirler. Open Subtitles ربما ابرحوه ضربا لمحاولة إخافته من الصحيفة
    Ailesi, dövüp, ilaç verip, bir otobüs durağına bıraktıkları bir kadına yakalanmaktan korkmuştu. Open Subtitles و خافت عائلته ان يمسكوا من قبل المرأة التي ضربوها و خدروها وتركوها على المقعد
    Onu da bilmediği bir bilgi için dövüp duracaklar. Open Subtitles سيستمرون بضربه و ضربه بحثاً عن معلومات لا يملكها
    Ama onu evire çevire dövüp, merdivenlerden ittiğim hikâyeyi anlatmamıştım. Open Subtitles ولكن ما لم أخبرك به هو عن تلك المرّة التي برّحتُه فيها ضرباً وأوقعتُه عن الدرج، ولقد استمتعتُ بذلك حقّاً
    Adil bir kavga mıymış yoksa Montgomery onu dövüp bizi yine bir zorbalık davasına mı maruz bıraktı? Open Subtitles هل كان عراكاً عادلاً أم أن مونتغمري أوسعه ضرباً وتركنا عرضة لمزيد من تهم التنمر؟
    Hannah'ya inanıp Bryce'ı tecavüzle suçladım, o da beni dövüp sonra itiraf etti. Open Subtitles صدقت هانا واتهمت برايس بالاغتصاب ثم أوسعني ضرباً واعترف بالأمر
    Mike Dexter'in seni dövüp zorla - içki içirdiğini ve sızmana sebep olduğunu biliyorlar. Open Subtitles أنت تعرف , لأنها ليست غلطتك "مايك دكستر" أبرحك ضرباً , وأجبرك على شرب الكحول حتى فقدت وعيك
    Ona sorar mısın hangi ülkenin kanunda... birisini dövüp sonra da özür dilememek var? Open Subtitles لو سمحت هل سألته فى اى قانون هذا ان تضرب احدهم بدون سبب ولا تعتذر
    Yıllardır karını ve çocuklarını dövüp hırpalıyordun, değil mi? Open Subtitles لقد كنتَ تسيء معاملة و تضرب زوجتك و ولديك -لسنوات , أليس كذلك ؟
    Yıllardır karını ve çocuklarını dövüp hırpalıyordun, değil mi? Open Subtitles لقد كنتَ تسيء معاملة و تضرب زوجتك و ولديك -لسنوات , أليس كذلك ؟
    Görenler, koyu kahverengi saçları olan bir kadının kendi cüssesinin iki katı olan bir adamı dövüp sonra arabayla uzaklaştığını söylemişler. Open Subtitles الشهود يقولون أن إمرأة شابة بشعر بني داكن قامت بضرب رجل بضعف حجمها، وإنطلقت بسيارته. هذه هي فتاتي.
    Bende bıraktım şimdi roller değişti ben kardeşini dövüp, kızkardeşimi bırakmasını söyledim. Open Subtitles . لقد تركتكِ . و الآن قمت بضرب أخاك ، و حذرته بأن يترك أختي
    Bu bir fark yaratmamalı. KIzı dövüp serbest kaldı. Ama önu üldürmekten paçayı sıyıramayacak. Open Subtitles لقد فلت من عقوبة ضربها لكنه لن يفلت من عقوبة قتلها
    Adamın biri dövüp ölüme terk etmiş. Open Subtitles ضربها شخص الحقل في لتموت وتركها
    Ama yaşlı bir adamın da seni dövüp kılıcını almasına izin verdin. Open Subtitles وايضاً تركت رجلاً عجوزاً يضربك حتي سالت منك الدماء ويأخذ سيفك
    Ayrıca, Sunny'yi dövüp onu Goa'nın dışına attım. Open Subtitles ما عدا ذلك، كُنْتُ سَأَضْربُ صنىَ ضربا مبرحا القيه خارج جوا
    dövüp tekmelerse ona olan duyguları yok olur. Open Subtitles بضربه وركله ستجعلين مشاعره لكِ تتبخر
    Üst rütbeli bir subayı dövüp hastanelik etmiş. Open Subtitles "فقد ضرب ضابطاً يعلوه رتبة وتسبّب في إدخاله المستشفى"
    Bizi büyüten teyzelerimiz beni dövüp aç bırakırdı. Open Subtitles أما بالنسبة لي ، عماتي طاغين ضربوني وقَتلوني حتى الموت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more