Sırf eğlence olsun diye reset düğmesine basacaktık. Tüm sistemi buharlaştıracaktık. | Open Subtitles | إضغط على زر إعادة التشغل واصهر النظام فقط من أجل التسلية |
Bayanlar ve baylar uçakta doktor varsa, lütfen çağrı düğmesine basınız. | Open Subtitles | اذا كان هنالك طبيب على متن الطائرة ارجوك اضغط زر النداء |
Başlat düğmesine erişmek için, gömülü telefonumla kısa devre yaptırabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني إستخدام شرارة من هذا الهاتف المزروع للنقر فوق زر ابدأ؟ |
Genellikle fişi taktıktan sonra işte düğmesine basarsınız. Ben de düşündüm ki ufak bir bilgisayar olsun, o çalışınca uyanınca o da sistemi çalıştırsın. | TED | غالباً يجب أن تقوم وتضغط الزر فقط وضعنا بها كمبيوتر صغير والذي يجعلها تصحو الذي يجب أن يفيق ليأمرها أن تفعل ذلك |
Çatıdan uzaklaştığımda sana işaret vereceğim, ardından ana kontrol düğmesine basacaksın. | Open Subtitles | عندما أُوضّحُ السقفَ أنا سَأعلمك وأنت سَتَضْربُ زرّ الطريق الجانبي الرئيسيِ. |
Sanki duraklat düğmesine basıp benim başladığım işi bitirmemi beklemek gibi? | Open Subtitles | انه مثل ضغط على زر الايقاف المتؤقت حتى ارجع واكمل مابدات,جيد؟ |
Eserle etkileşimde bulunmayı seçip karıştırma düğmesine basarsanız, bu kişi baş döndürücü bir karmaşanın içine gönderiliyor. | TED | لذا إذا اخترت التفاعل مع القطعة، وقمت بالضغط على زر الخلاط، فسوف ترسل فعلا هذه الشخصية إلى حالة فوضى مذهلة. |
Albay, başlamadan önce "a" düğmesine basalım, tamam mı? | Open Subtitles | الأن,رائد, قبل أن نبدا دعنا نضغط علي زر إيه ,هلا فعلت ؟ |
Dairenin olduğu kata geldiğimde, birisi ışık düğmesine bastı. | Open Subtitles | عندما دخلت العمارة السكنية ضغط شخصاً ما على زر المصباح |
Bu, iptal düğmesine basmak için son şans. | Open Subtitles | إنها فرصتكم الأخيرة للضغط على زر الإلغاء |
Kusmuğuma baka baka iki saattir şu çağrı düğmesine basıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت اضغط زر الاستدعاء هذا باستمرار و بدات في القيئ لمدة ساعتين |
Elektrik süpürgesine sarıldım ve kablo toplama düğmesine bastım. | Open Subtitles | ،أمسكت بالمكنسة الكهربائية وضغط زر إعادة سحب الحبل |
Pişmanlık düğmesine bir kez daha bassaydım başarabilirdim. Bart, gitmeliyim. | Open Subtitles | لو أمكنني ضغط زر "تأنيب الضمير" مرة واحدة لفزت باللعبة |
Asansördeki biri acil durum düğmesine bastı. | Open Subtitles | لقد ضغط أحدهم زر الإيقاف الطارىء بالمصعد |
Saat alarmının çalması gibi ama tekrar çal düğmesine basamıyorsun. | Open Subtitles | إنه مثل المنبه ينطلق و لا يمكنك الضغط على زر الإيقاف. |
Benim tekrar arama düğmesine kesildi çünkü Evet, oldu. | Open Subtitles | أجل ، لقد كان هذا بسبب أن زر معاودة الإتصال معطل |
2. katın düğmesine basın. Orada görüşürüz. | Open Subtitles | فقط اكبس الزر للدور الثانى سوف أقابلكم بالأعلى |
Yapabildi mi peki? O şeyi kapatmak için stop düğmesine basın Müfettiş. | Open Subtitles | طريقة إطفاء تلك الدمية هى ضغط الزر للداخل , أيها المفتش |
Bayanlar baylar, panik yapacak bir durum yok ama uçakta bir doktor varsa lütfen çağrı düğmesine basabilir mi? | Open Subtitles | سيّداتي و سادتي، لا شيء يسترعي القلق، لكن إن كان هناك طبيبٌ في الرحلة هلّا ضغط زرّ الاتّصال رجاءً؟ |
Erteleme düğmesi, erteleme düğmesine basmış olmalıyım. | Open Subtitles | زرّ التعطيل المؤقت, لابد أنني ضغطت عليه. |
Kısa çöpü ben çektim onun için siz derse başladığınızda tüm kayıt cihazlarının kaydet düğmesine basmam gerekiyor. | Open Subtitles | لقد سحبت القشة القصيرة ، لذا ينبغي عليّ أن أضغط على أزرار التسجيل حينما تبدأ المحاضرة |
Beni bu tekneye soktun havaya uçurmam için ikna ettin ama o koduğumun düğmesine basınca kutudan bir bayrak çıktı. | Open Subtitles | وضعتني بهذا القارب وأقنعتني بتفجيره وعندما ضغطتُ الزرّ اللعين، ظهرت لي راية |
Görünüşe göre açma düğmesine bir tuzak yerleştirmiş. | Open Subtitles | يبدو بأنّه تلاعب بسلك تشغيل مفتاح الإضاءة |