Bu yüzden serebral korteksin halüsinasyon oluşumunda etkisi olduğu düşünülüyor. | TED | بسبب هذا، يُعتقد أن القشرة الدماغية تلعب دوراً في حدوث الهلوسات، |
İmparator penguenlerin deniz seviyesinin birkaç yüz metre altına dalabildikleri düşünülüyor. | TED | فالبطاريق الإمبراطورية يُعتقد أنها قادرة على الغوص بضع مئات الأمتار تحت سطح البحر. |
Deniz tabanında, besinleri derilerinden emerek yaşadıkları düşünülüyor. | Open Subtitles | يُعتقد أنهم عاشوا على أرضية البحر، يرشّحون المواد الغذائية خلال جلودهم. |
Mısır piramitlerinin yapımında bile bu sayının kullanıldığı düşünülüyor. | TED | بل ويعتقد أن يكون قد استخدم في بناء الأهرامات المصرية. |
Halka'daki sembollerin, tanrıların adlarını gösterdiği düşünülüyor. | Open Subtitles | ويعتقد أن هذه الرموز الغريبة على الحلقة تمثل أسماء تلك الآلهه |
Ama harika bir işi ve dairesi olan 34 yaşında bir kadın ve bekar olduğu için korkunç biri olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | لكن امرأة تبلغ من العمر 34 عاما مع وظيفة ومنزل كبير لأنها واحدة، ويعتبر المأساوي. |
Katya Lipinskii cinayeti yüzünden aranan Paul Melly'nin de öldüğü düşünülüyor. | Open Subtitles | "بول ميلي" المطلوب في جريمة قتل "كاتيا ليبينسكي" يُفترض أنّه مات أيضاً. |
En sonuncusunun, -şu an içinde yaşadığımızın- oldukça olağanüstü bir olaylar zincirinin neticesi olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | وآخرها ، الذي نعيش به الآن يُعتقد أن يكون نتيجة لسلسلة من الأحداث الواضحة |
Bu bombardıman sona erdiğinde bugün okyanuslardaki suyun yarısının bu şekilde geldiği düşünülüyor. | Open Subtitles | ،وبإنتهاء القصف يُعتقد أن المذنبات زودت محيطاتنا بالنصف الآخر من الماء |
Yavrulara bu şekilde bakmanın bir topluluk içinde yaşamanın ilk adımı olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | رعاية الصغير بطريقة مماثلة، يُعتقد أنه الخطوة الأولى بُغية العيش في جماعة. |
çete liderinin Brighton dışında olduğu düşünülüyor | Open Subtitles | زعماء هذه المنظمة يُعتقد بأنها كانت تعمل خارج قطاع بريتون من الجانب الشمالي |
Bu krateri çevreleyen buz mağaralarında şimdiye kadar bilinmeyen yaşam formlarının bile olabileceği düşünülüyor. | Open Subtitles | يُعتقد الآن أنّ الكهوف الجليدية التي هدّبت هذه الفوهة لعلها تكون أيضاً موطنٌ لأشكال الحياة المجهولة حتى الآن |
Artık yarımadada 30 yıl öncekinden on kat daha fazla Gentoo olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | يُعتقد الآن أنّ هناك عشرة أضعاف من بطاريق جينتو في شبه الجزيرة مما كان عليه قبل 30 عاماً |
Bu krateri çevreleyen buz mağaralarında şimdiye kadar bilinmeyen yaşam formlarının bile olabileceği düşünülüyor. | Open Subtitles | يُعتقد الآن أنّ الكهوف الجليدية التي هدّبت هذه الفوهة لعلها تكون أيضاً موطنٌ لأشكال الحياة المجهولة حتى الآن |
Modern bir memelinin bugün aynı adaptasyonlara sahip olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | و هناك حيوان ثديي واحد يُعتقد أن لديه درجة تكيف مشابهة اليوم |
Adamın elinde çok daha fazlası olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | يُعتقد بشدة بأنهُ يحوز على معلوماتٍ أكثر مِن ذلك |
Bu şiddetli çarpmanın dinazor neslinin toptan tükenmesine sebep olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | ويعتقد أنه الأثر الشرس الذي ساهم في الإنقراض الجماعي للديناصورات |
Kadının kaçtığı bot bulunmuş. Güneye arabayla kaçtığı düşünülüyor. | Open Subtitles | تم العثور على قارب المرأة الهاربه ويعتقد انها استقلت عربه تجاه الجنوب |
Kaynağınınsa yakınlardaki Farmton kırsal topluluğu olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | بكميات وبائية , ويعتقد أن يكون المنشأ من القريبين من الجتمع الريفي من فارمتن |
İki puanlık avantaj, pratik olarak yenilemez olarak düşünülüyor. | Open Subtitles | متقدم بفارق نقطتين ويعتبر ذلك منيعا بشكل عملي |
Adamın silahlı ve aşırı derecede tehlikeli olabileceği düşünülüyor. - Bugünlük paydos. İyi çalışmalar. | Open Subtitles | الرجل ربما يكون مسلحًا ويعتبر شديد الخطورة حسنًا... |
Ama öldüğünü düşünülüyor. | Open Subtitles | ولكن يُفترض أنّه ميّت. |