| En azından ben bebeğim için en iyisi olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | على الأقل لقد فعلت ما اعتقدت انه الأفضل لطفلتي |
| Onu dinlemenizi sağlamak için yapmam gerektiğini düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت ما اعتقدت انه كان علي القيام به من أجل أن تسمعوا منه. |
| Senin için en iyisi olacağını düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت ما ظننته أنه لـ مصلحتك |
| Doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت ما ظننته الفعل الصحيح. |
| Onu burada tutmak için en iyi olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | أنا فعلت ما ظننت أنه الأفضل كي أبقيها هنا |
| Jeff'in yapacağını düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت ما أعتقدت جيف أن يفعله |
| Doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت ما رأيته صحيحا. |
| Bu operasyon için en iyi olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت ما اعتقدت أنه الأفضل لهذه العملية "ولـ"أودري رينز |
| Senin için en iyi olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت ما اعتقدت انه كان الافضل لكى |
| Doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | .لقد فعلت ما اعتقدت انه صواب |
| Amber için iyi olacağını düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت ما اعتقدت أنه الأفضل لـ (آمبر) |
| Diana için doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت ما اعتقدت أنه الأفضل لـ( ديانا ) |
| Doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. Bunun için öldürüldüm. | Open Subtitles | فعلت ما ظننته صواباً، ولكن قتلوني بسببه |
| Bizim için doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت ما ظننته الصواب لنا |
| En iyisi olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت ما ظننته كان أفضلا. |
| Ben yapmam gerektiğini düşündüğüm şeyi yaptım. - Ama şu an senin sıran. | Open Subtitles | لقد فعلت ما ظننت أن عليّ فعله، ولكن هذا دوركِ الآن |
| Doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım ve doğru olan da oydu, kararımın arkasında duruyorum. | Open Subtitles | فعلت ما ظننت أنه الشيء المناسب وقد كان الشيء المناسب |
| Ben doğru düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت ما أعتقدت أنه كان صواباً |