Yeterince iyi olduklarını düşünmediği için yayınlamadığı belki 100 bulmacası vardır. | Open Subtitles | كان قد إبتكرها ولم ينشرها لأنّه لم يعتقد أنّها كانت جيّدة بما يكفي. |
Çok mutsuzdu çünkü bu, sonu olduğunu düşünmediği bilgisine bir sınır koyuyordu. | Open Subtitles | أنه كان مستاء للغاية لأنه يعطى حدود للمعرفة الذي لم يعتقد أنه يجب أَن يكون نهائي. |
Belki Trev, Jason hakkında önemli olduğunu düşünmediği bir şeyler biliyor olabilir. | Open Subtitles | ربما (تريف) يعرف شيئا عن (جايسون) لم يعتقد بأنه أمر مهم |
Kimsenin daha önce düşünmediği bir tanı testi bulmamız biraz zaman aldı. | Open Subtitles | لقد أخذنا بعض الوقت للتفكير في فحص تشخيصي لم يفكر به أحدٌ من قبل |
Derken daha önce hiç düşünmediği bir şey aklına yatmış. | Open Subtitles | ثم الجرينش فكَّر بشيء لم يفكر به من قبل |
Güç.. Çoğu insanın fazla düşünmediği bir şeydir.. | Open Subtitles | " الطاقة ، شئٌ لا يفكر به معظم الأشخاص " |
İşte hiçbirimizin düşünmediği kişi. | Open Subtitles | أجل حسناً, هذا شخص لم يفكر به أحد منا |