Dediğim şey, vücudum bebek istediğimi düşünmemi sağlıyor. Ama vücudum benim patronum değil. | Open Subtitles | لا، في الحقيقة قلت أن جسدي يحاول أن يجعلني أفكر بأن أحظى بطفل |
Onu tanıdı, bu da içeriden birilerinin işi olduğunu düşünmemi sağlıyor. | Open Subtitles | هو تعرّف عليهِ، ممّا يجعلني أفكر بأنّه مشتركاً معه. |
Ama arkamda bıraktığım çocukları düşünmemi sağlıyor. Onlar gibi değillerdi. | Open Subtitles | لكن هذا يجعلني أفكر بكل الأطفال الذين تركناهم هناك لم يكن الامر كهذا بالنسبة لهم. |
Daha iyi düşünmemi sağlıyor. | Open Subtitles | فهو يساعدني على التفكير بشكل أفضل. هلّا أعطيتني بعضاً منه؟ |
Daha net düşünmemi sağlıyor. | Open Subtitles | يساعدني على التفكير بوضوح أكثر |
Daha iyi düşünmemi sağlıyor. | Open Subtitles | يضربه بمضرب بيسبول يجعلني أفكر أكثر |
Hep olumlu şeyler düşünmemi sağlıyor. | Open Subtitles | إنه يجعلني أفكر بالإيجابيات |
Sakız düşünmemi sağlıyor. | Open Subtitles | -مضغ العلكة يساعدني على التفكير . |