Tahtanın binalarımıza Doğa Ananın parmak izlerini bıraktığını düşünmeyi seviyorum. | TED | أحب أن أفكر بأن الخشب يعطي بصمات للطبيعة الأم في مبانينا. |
Onun gibi eğlenceli şeyler düşünmeyi seviyorum çünkü ben de eğlenceliyim. | Open Subtitles | أحب أن أفكر في اشياء ممتعة مثل هذه لأني ممتع |
Cennetten bizi seyrettiğini düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أحب أن أفكر بأنه يشاهدنا من السماء |
Şişedeki alev misali bunu düşünmeyi seviyorum. | TED | حسنا، أحب التفكير فى الأمر كشعلة لهب داخل زجاجة. |
Buraya gelirken geçtiği yolları düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | ــ أحب التفكير في الرحلة التي اجتازها للوصول الى هنا |
Bu uzak gelecekten on milyon yıllarca evvel Dünya'da hala hayat olursa insanların yıldızlar arasında yeni yuvalarını bulduklarını düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أحب أن أعتقد أن قبل ذلك المستقبل البعيد بعشرات الملايين من السنين إن كانت هناك حياة ما زالت تولد على الأرض |
Darwin in gerçekten buna memnun olacağını düşünmeyi seviyorum. | TED | أحب أن أعتقد أن داروين كان ليقدر هذا كثيراً. |
Kötü adamdım ve artık o adam olmadığımı düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | ...كنت الرجل السيء و و أحب أن أفكر بأنني لم أعد ذلك الرجل بعد الأن |
Bunu bir yaşam tarzı olarak düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أحب أن أفكر على أنها أنظمة حية |
Fakat duygusal bir reaksiyon vermek yerine bu vücutlara yakınlık düşüncesinin, ölüme yakın olmanın veya bunun biyolojik ya da tıbbi olarak ölümü tanımlamamızla nasıl bağdaşmadığı düşüncesine sahibiz. Torajan gibi ölümü tıbbi tanımının dışında insanoğlunun deneyiminin etrafını saran bir şey olarak düşünmeyi seviyorum | TED | ولكن بدلا من الاستسلام لهذا النوع من رد الفعل الغريزي هذه الفكرة عن القرب من الجثث، القرب من الموت، أو كيف أن هذا المفهوم لا يتناسب مع النوع البيولوجي و الطبي من تعريف الموت، أحب أن أفكر حول طريقة التوراجيين في رؤية الموت و هي تشمل التجربة الإنسانية التي يتركها التعريف الطبي جانبا. |
TGS'de. Bu ekibi bir aile olarak düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | ... أحب أن أفكر في هذا الطاقم على |
Lloyd Gross'u hayali biri olarak düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أحب أن أفكر في (لويد غروس) كرجل من دون تفاهات |
Seninle Ithaca'ya dönmeyi düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | أحب التفكير أنني قد أعود إلى (إيثاكا) معك |
düşünmeyi seviyorum - Teşekkür ederim. | TED | أحب التفكير في -- شكرا لكم |
Onu düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | - أحب التفكير فيه |
Ama bunu düşünmeyi seviyorum.. Herşey diğer şeyi etkiler. | Open Subtitles | لكننيّ أحب أن أعتقد أن شيئاً واحد يقود لشئ آخر. |
Ama umut dolu insanları umut etmelerini düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | لكنني أحب أن أعتقد.. بأنه مليء بالأشخاص ذوي الطموحات. الذين يحلمون طوال اليوم. |
Daha çok sana çektiğimi düşünmeyi seviyorum. | Open Subtitles | حسناً، أحب أن أعتقد أني أشبهك بالأعم الأغلب |