"düşüp" - Translation from Turkish to Arabic

    • سقط
        
    • سقطت
        
    • تسقط
        
    • يسقط
        
    • وقعت
        
    • السقوط
        
    • سقوط
        
    • أسقط
        
    • سقوطه
        
    • ستسقط
        
    • بالسقوط
        
    • يسقطوا
        
    • يسقطون
        
    • وقع من
        
    • فسقطت
        
    İş yerinde düşüp belini yaraladığı için onun çok ağrısı oluyordu. Open Subtitles حسنا لقد كان متأذيا جدا عندما سقط وكسر ظهره في العمل
    Ayrıca sahip olduğu bir geyiğin de sarhoşken merdivenlerden düşüp öldüğüne inanılır. Open Subtitles كما أنه كان يحتفظ بغزال سقط من على السلم و مات مخمورا
    Öylesine düşüp kendini bu hâlde mi buldu? Open Subtitles ماذا ؟ إذن هي فقط سقطت وإنتهي بها الحال هكذا ؟
    Ağzındaki sigara yatağına düşüp kendini yakabilir. Open Subtitles ربما سقطت سيجارة من فمه و إحترق في فراشه
    Böylece sürekli Güneş'e düşüp asla ona ulaşamayan bir hareketti bu. Open Subtitles وهذا ما يجعلنا نصف حركة الكواكب بأنها دائما تسقط ناحية الشمس
    Uyurgezere bağırmazsın. düşüp boynunu kırabilir. Open Subtitles لأنه لا ينبغي أن تصرخ في شخص يمشي في نومه فقد يسقط و يكسر عنقه.
    Büyükbaba Baskim'in koca likör fıçısına düşüp içini kurutana kadar içtiğimden beri bu kadar mutlu olmamıştım. Open Subtitles إننى لم أشعر بمثل هذه السعادة منذ وقعت فى فى برميل جدى لخمر الذرة ثم سقطت على الأرض الجافة
    Sığ bir suya düşüp de hayatta kalmanın anahtarı bedeninizin ağırlığını azaltmaktır. Open Subtitles السر في النجاة من السقوط في المياة الضحلة هو تبديل كتلة جسمك
    Tabii. Mesela ne bileyim, meteorun düşüp arabanıza denk gelmesi gibi ama bunun dışında birileri genellikle suçludur. Open Subtitles نعم، مثل سقوط نيزك على سيارتكِ لكن الأشياء التي تحدث حولنا
    Dördüncü kattan düşüp beli ciddi bir şekilde yaralandığında babası işteymiş. TED كان والدها في العمل عندما سقط من الدور الرابع وآذى ظهره بشدة.
    1987'de buzun arasından düşüp bir nehirin altında mahsur kalan bir çocuğun hikayesini duydum. TED في عام ١٩٨٧ سمعت بقصة عن صبي سقط في الجليد وكان محاصرا تحت النهر
    -Kuyuya düşüp bacağını kırdı. Alçıda. Open Subtitles لقد سقط فى بئراً و كُسرت رجله إنه فى الجبس الآن
    Herkese tuvalete giderken düşüp... dizini sıyırdığını söyle. Open Subtitles اخبري الجميع أنك قد سقطت و أنك ركبتك قد تسلخت سيقنع هذا الجميع
    Alkollü araç kullanmaktan içeri girdim ve hapiste yere düşüp donuma işedim. Open Subtitles أصدر بحقي السجن لقيادتي تحت تأثير المسكر, سقطت وتبولت على بنطالي
    Kimse seninle konuşmak istemiyor, bu yüzden neden düşüp ölmüyorsun. Open Subtitles لا أحد يريد التكلّم معك، لذا فلمَ لا تسقط ميتاً؟
    O gece rüyamda, Bebek Ruth'un imzaladığı koca bir topun... üzerime düşüp beni demir yolu çivisi gibi... Open Subtitles وفى هذه الليلة حلمت بكرة بيسبول موقعة من باب روث تسقط من السماء على رأسى وتسقطنى أرضا
    Öyleyse senin oradan düşüp kıçının üstüne oturman için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles اذا أنا لا أستطيع الانتظار ختى أراك تسقط و تهبط على مؤخرتك.
    Sen oraya birinin düşüp boynunu kırmasını istemezsin, değil mi? Open Subtitles أنت لا تريد أن يسقط شخص ما فيها ويكسر رقبته، أليس كذلك؟
    Hatta bir gün önce düşüp. kaşını patlatmıştı. Open Subtitles حتى قبل اليوم الذى وقعت و جرحت حاجبها فيه
    Ancak yetimlerden biri düşüp ölürse gerekli belgeler şimdiden hazır. Open Subtitles ولكن كل الأوراق جاهزة في حال مات يتيم من السقوط.
    Hiç yüksek ve rüzgârlı bir tepede durup meşe palamutlarının düşüp yuvarlanmasını dinlediniz mi? Open Subtitles هل وقفت على تلة عالية مليئة بالريح و سمعت صوت سقوط الجوز ودحرجته؟
    Tatlım, o trapezden düşüp boynumu kırayım ki seni kırmak istemem. Open Subtitles يا عزيزي , أفضل أن أسقط من الأرجوحة وتكسر عنقي .. ـ على أن أجرح مشاعرك
    Zafer görüş alanındaydı ama o düştü dünya harikası ve sadece 50 metre kala düşüp kalktı. Open Subtitles النــصر كـان أمـام نــاظريه ولكنـهُ سقط عـجبـاً لهذا العـالم , مـع سقوطه كـان متـبقي له 50 متـر فقط
    Doğrusunu istersen umursadığım tek şey aleyhime yapılan suçlamaların düşüp düşmeyeceği. Open Subtitles لأكون صادقة، جل ما يهمني هو ما إذا كانت التهم ضدي ستسقط
    Hiçbir şey düşüp, boğulma düşüncesi gibi düğün öncesi heyecanını yatıştıramaz. Open Subtitles لاشيء يُسكن مخاوف ماقبل الزواج كالتفكير بالسقوط والغرق
    Umarım o pislik b*k çukuruna düşüp boğulur! Open Subtitles اتمنى لو انهُم، يسقطوا فى بحر من الروث ويغرقوا.
    Bilirsin işte, fakir çocuklar ve düşüp, kendi kendine kalkamayan yaşlılarla ilgili. Open Subtitles أنت تعلمين,مع الاطفال الفقراء والناس الكبار في السن الذين يسقطون ولايستطيعون الوقوف
    Hadi ama, çirkinlik ağacından düşüp yolunun üstündeki bütün dallara takılmış gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو أن الولد وقع من الشجرة القبيحة واصطدم بكل جذع في طريقه للأسفل
    Evet, maalesef onu itmiş ve düşüp, çocuğunu düşürmüş. Open Subtitles نعم لسوء الحظ ,هو دفعها فسقطت و تسبب ذلك فى إجهاضها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more