Sonuç, insan büyüklüğünde inanılmaz derecede düşmancıl bir tavuğun laboratuardan kaçması oldu | Open Subtitles | النتائج كانت دجاجة بحجم رجل التي كانت بشكلٍ لايصدق عدائية وأنتهت بهروبها مِن المختبر |
Burası gibi dünyanın en düşmancıl ortamında hayatta kalma güvençlerini kendilerine has bilgilere borçlular. | Open Subtitles | بقاءهم يعتمد على المعرفة الوثيقة لهذه البيئة الاكثر عدائية على سطح الارض. |
Ormanlardan daha düşmancıl bir yaşam ortamı bu yüzden buradaki şempanzeler daha akıllı olmak zorundalar. | Open Subtitles | انه الموطن الأكثر عدائية من الغابات وبالتالي فإن الشمبانزي هنا يجب أن تكون أكثر ذكاء. |
Çakma gülüşüm ve gizli sırlarımla, düşmancıl sosyetik bir orospu gibiyim, ve sen de yürekliliği, cazibesi ve iç gücüyle sıradan bir insansın. | Open Subtitles | أنا الكلبة poshy عدائية مع ابتسامة مزيفة وأجندة سرية، وأنت فتاة المجاور مع نتف وسحر و قوة داخلية هادئة. |