Naçizane teşekkür ederim, ekselansları ancak... söylemek zorundayım ki yaptığınız iyiliğin karşılığını ülkeme karşı düşmanca bir fiil yaparak ödeyecek değilim. | Open Subtitles | أشكرك بكل تواضع يا صاحب الجلالة، لكنني ملتزم بإبلاغك بإنني لا استطيع رد جميلكم بأي عمل عدائي ضد بلادي |
Canlılar için çok düşmanca gözükebilir fakat her yıl dokuz ay süren kıştan sonra | Open Subtitles | قد يبدو انه مكان عدائي جدا لأشكال الحياة لكن كلّ عام بعد الشتاء الذي يدوم لتسعة شهور ا |
1883'teki ölümüne kadar, bu düşmanca dünyada sesini duyurma hakkı için savaşan açık sözlü bir eleştirmen olarak kaldı. | TED | حتى وفاتها في عام 1883 واصلت كونها ناقدة جريئة مدافعة عن حقها في أن تُسمع في عالم عدواني. |
Bu katlanmak zorunda olduğum en düşmanca ve en saldırgan provokasyon. | Open Subtitles | هذا اكثر فعل عدوانية و عدائية من الاستفزاز قد واجهته قط |
Bir terapiste göre bile bana oldukça düşmanca geldi. | Open Subtitles | تبدو عدائيّة حتّى بالنسبة لطبيبة نفسيّة واثقة بأنّ ثمة أمور بماضيك لا ترغب بالحديث عنها |
Basın, istisnasız düşmanca davrandı ve endüstrinin tepkisi olumsuzdu. | Open Subtitles | الصحافة بدون أستثناء كانت معادية وردود أفعالهم كانت سلبية |
İnsanlar bu konuda mantık dışı ve hatta bazen düşmanca olurlar. | Open Subtitles | الناس لديهم تصور غير منطقي بخصوص هذا الموضوع . معادي جداً |
Yine de, onların düşmanca tutumlarına karşı, itfayeciler araçtan inip başarılı bir şekilde ateşe karşı mücadele verdiler. | TED | ولكنهم مع ذلك ، على الرغم من العداء ، ترك رجال الإطفاء السيارة، ونجحوا فى التصدى للنيران. |
Ben tartışmalar hakkında konuştuğum da, bu muhtemelen, düşündüğünüz gibi, düşmanca türden. | TED | عندما أتكلم عن الجدال، هذا على الأغلب ما تفكر فيه، النموذج العدائي. |
Seni döven mahkumlardan ben sorumlu olduğum için bu düşmanca tavrını üzerime alınmıyorum. | Open Subtitles | لا آخذ نبرتك العدائيّة تجاهي إهانة طالما أنّي المسئول عن المساجين الذين ضربوك. |
Baba, sen düşmanca bir dünyada yaşayan beyaz, liberal bir erkeksin. | Open Subtitles | ابي . انت ابيض, رجل متحرر يعيش في عالم عدائي |
Kuvvet kullanarak düşmanca tavır sergilendiklerine ikna olmak. | Open Subtitles | آي عمل عدائي ربما يُقابل بالقوة و الأمر يعود لك |
Annenle birlikte evi satmanız düşmanca bir şeydi. | Open Subtitles | أنت ووالدتك ببيعكما للمنزل أقدمتما على عمل عدائي |
Canlı bir istakozdan düşmanca bir saldırı ve elektrikli konserve açacağı | Open Subtitles | هجوم من سرطان بحري حي و عدواني فتاحة علب كهربائية |
Rob fazlasıyla düşmanca birisi. Hafta sonunu mahvettiyse üzgünüm. | Open Subtitles | روب شخصاً عدواني,اسف اذا خرب عليكِ عطلة نهاية الاسبوع. |
Tanıdığım düşmanca davranan birini hatırlattı. | Open Subtitles | إنه يذكرني فقط بشخص أعرفه و هو عدواني |
Bunu oldukça düşmanca addediyorum. | Open Subtitles | تعلمين, إنني أحصل على معلوماتِ هنا تشير إلى شخصية عدوانية نسبيّاً. |
Niyetlerinin düşmanca olduğuna hiç şüphe yok. | Open Subtitles | ولا يوجد أدنى أشك أن لديهم نوايا عدوانية |
Cinsel taciz ve düşmanca çalışma ortamından dava açmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن رفع دعوى تحرّش جنسي وبيئة عمل عدائيّة |
Cinsel taciz ve düşmanca çalışma ortamı davaları açmakla tehdit ediyor. Pazarlık yapmamız gerekecek. | Open Subtitles | إنّها تهدّد بإقامة دعوى تحرّش جنسي وبيئة عمل عدائيّة, فعلينا التفاوض |
Biz, bu vesile ile akan kanları durdurmak için ateşkes anlaşmasını imzalıyoruz ve bütün düşmanca icraatları askıya alıyoruz. | Open Subtitles | نحن ، هنا ، لتوقيع اتفاق الهدنة لوقف اراقة الدماء ووقف فتح أي أنشطة معادية |
düşmanca bir dünyada yalnız ve korkmuş olmanın nasıl bir şey olduğunu size söyleyebilirler. | Open Subtitles | يمكنهم أن يخبروك ما يعني أن تكون خائفاً ووحيداً في عالم معادي لهم |
Baban siyahlara karşı hiç düşmanca duygular dile getirdi mi? | Open Subtitles | هل أظهر والدك أي نوع من العداء تجاه الناس السود من قبل؟ |
Bu düşmanca tavır bize güç kullanmaktan başka seçenek bırakmıyor. | Open Subtitles | هذا لعمل العدائي لم يترك لنا خيار سوى الرد بقوّة |
Empatikalistler düşmanca hisleri hemen anlarlar. | Open Subtitles | مختصّو التعاطفيّة لديهم طريقه راسخة مع الذبذبات العدائيّة. |
Sınırların tarihsel açıdan en keyfi olduğu ve lider nesillerin birbirleriyle düşmanca ilişkiler içinde olduğu tüm bu bölgeler. | TED | كل تلك المناطق حيث الحدود تاريخياً أكثر تعسفية وحيث أجيال من القادة كانوا على علاقات عدائية مع بعضهم البعض. |
Hala taş devrindeki yamyamlar gibi yaşayan insanlar var dünya üzerinde ...acımasız, düşmanca ve çevreden yalıtılmış geçerli olan kanunun güçlü olanın ve ayak uydurabilenin hayatta kaldığı bir dünya | Open Subtitles | حكم من جديد عصر الحجر وأكلو لحوم البشر فى القبائل المعزولة فى المناطق العدائية حيث يحيا الأقوى فقط |
Japonya'dan acil bir düşmanca saldırı beklemiyoruz ancak bu bilginin de farkındasınız dolayısıyla gerekli tedbir kriterlerini harekete geçirebilirsiniz." | Open Subtitles | نحن لا نتوقع عمل عدائى ، عاجل من قِبل اليابان لكننا نؤثث هذه المعلومات لكى نأخذ الإجراءات الإحتياطية الملائمة |
Kızlar onunla görüşmeye gittiğinde çok düşmanca bir tavır takındı. | TED | وحين بدأت الفتيات في محاورته، كان عدائيا جدا تجاههم. |