Bayan Colbert, bana kocanızın düşmanlarından bahsedebilir misiniz? | Open Subtitles | سيدة كولبيرت هلا أخبرتني عن أعداء زوجك ؟ |
Ve hedefi, ülkenin düşmanlarından ülkenin kendisine çevirmeyi öneren de o. | Open Subtitles | وكان هو من اقترحَ أن لا يكون هدف الضّربة أحد أعداء البلاد.. بل أن تكون البلاد نفسها. |
düşmanlarından korumak için bazı önlemler alınmalıydı. | Open Subtitles | وكنا بحاجة لاتخاذ إجراءات معينة لحمايتها من أعدائها |
Tam tanrı değiliz, ama seni düşmanlarından kurtarmak için cennetten geldik. | Open Subtitles | لسنا آلهة بالضبط لكن السماء أرسلتنا لتسليمك من أعدائك |
Onun durumunda bir adam düşmanlarından olduğu kadar dostlarından da korkmalı. | Open Subtitles | رجلاً كهذا عليه أن يقلق من أصدقائه كما يقلق من أعدائه. |
Tüm yapmam gereken yabancı biri olarak Peru'nun gelecekteki başkanını düşmanlarından birinin ona suikast yapacağına ikna etmek. | Open Subtitles | اقناع الرئيس التالي لدولة البيرو ليقول لشخص غريب مَن برأيه مِن اعدائه قد يريد اغتياله |
Kısa bir zaman önce Itachi'nin düşmanlarından birinden intikan almayı başardım. | Open Subtitles | ،منذ قليل إنتقمت أخيراً من أحد أعداء إيتاشي |
İlk görevin ABD'nin en büyük düşmanlarından birisinin foyasını ortaya çıkarmak için soruşturma yapman. | Open Subtitles | لويس .. في مهمتك الأولى نريد منك القيام بتحقيق على واحد من أكبر أعداء أمريكا |
Hayatta kaldığına dair söylentiler dolaşıyormuş başına ödül koyan, babasının düşmanlarından saklanıyormuş. | Open Subtitles | كان هنالك شائعات تقول بأنها نجت وكانت تختبأ من أعداء أبيها الذين وضعوا سعر لمن يجلب رأسها |
Eddie'nin El Salvador'daki düşmanlarından biri? | Open Subtitles | إلى واحدة من إدي وتضمينه في أعداء مرة أخرى في السلفادور؟ |
Okyanus, akıntılarda ilerleyen yiyecek ve üreyecekleri güvenli bir yer ararken düşmanlarından kaçınmak için ellerinden geleni yapan bu göçebelerle doludur. | Open Subtitles | إن المحيط مليء بمثل هذه الكائنات العجيبة، تركب التيارات وتفعل ما بوسعها لتتجنب أعدائها أثناء بحثها عن رزقها |
Sen de söyledin, düşmanlarından birinin onu görünmez yapmasının hiçbir mantığı yok. | Open Subtitles | لقد قلتها بنفسك . الأمر غير معقولاً لأحد من أعدائها أن يجعلها غير مرئية |
1914'de İngiltere, dostlarından, düşmanlarından korktuğu kadar korkuyordu. | Open Subtitles | كانت بريطانيا في عام 1914 تخشى أصدقائها بنفس القدر الذي تخشى به أعدائها. |
Ee? Duyguların olmamasının iyi yanı düşmanlarından korkmaman zaten. | Open Subtitles | إذًا، ميزة إخماد المشاعر هي عدم خوفك من أعدائك على الجانب الآخر |
düşmanlarından asla nefret etme. Muhakemeni etkiler. | Open Subtitles | لا تكره أعدائك أبدا ذلك يؤثر على قرارتك |
Sana bir sürü şey öğretecekler, seninle boğuşacaklar, seni düşmanlarından koruyacaklar. | Open Subtitles | وسيعلموك و يصارعونك ، ويحمونك من أعدائك |
Büyük düşmanlarından birinden ona karşı bir tehdit aldığımızı söyleyelim. | Open Subtitles | دعّنا نقول له بأننا تلقينا تهديدًا له من أشرس أعدائه |
Ancak köpek, insanoğlunun en iyi dostu olurken, ...kurt, en korktuğu düşmanlarından biri olarak kalmıştır. | Open Subtitles | التي يجب أن يتحلّى بها الذئب ليحيا في البريّة. وبينما أصبح الكلب صديق الإنسان المفضّل يبقى الذئب أحد أكثر أعدائه رعباً. |
İnsanlardan faydalandı ve şimdi sonunda onu yakaladıkları için, düşmanlarından gizlenebilmek için bizi kullanabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | والآن , هم أخيراً قريبين من الإمساك به, وإعتقد أن بإمكانه إستخدامنا للإختباء من أعدائه |
Sence ona Ba'al'ın düşmanlarından biri tuzak kurmuş olabilir mi? | Open Subtitles | ماذا عن " دايسون "؟ هل تعتقد ان احد اعدائه هو من أوقع به؟ |
6 ay içinde düşmanlarından saklanıyor olmayacaksın inan bana. | Open Subtitles | بعد ستة شهور لن تكون مضطراً للإختباء من أعداءك ثق بي هم الذين سيختبأون خوفاً منك |
Bekle bir saniye, düşmanlarından birini yok etmemiz için bizi kandırdın. | Open Subtitles | الإنتظار في الدقيقة، أنت فقط خَدعتَنا إلى قَهْر أحد أعدائكَ. |
Almanya ve müttefikleri için artarak büyüyen tehlike düşmanlarından değil kendi vatandaşlarından geliyordu. | Open Subtitles | التهديد الأكبر إلى ألمانيا وحلفائها جاء على نحو متزايد ليس من أعدائهم لكن من مدنييهم |