Gelirken kamping dükkanına uğradım ve gezi için biraz eşya aldım. | Open Subtitles | لقد توقفت عند محل المعسكرات وابتعت بعض الأشياء من أجل النزهة |
Resim dükkanına gideceğim, sonrasında da seninle ikimiz, içeri girip kıyamet koparabiliriz. | Open Subtitles | أنا سأذهب إلى محل الصور الفوتوغرافية وبعد ذلك نستعد لنأنّب بعضنا البعض |
Yeni ayakkabılarınızı aldınız, şimdi evcil hayvan dükkânına gidelim. | Open Subtitles | الآن، بعد أن اشتريت حذاءً جديداً لنذهب إلى متجر الحيوانات المجاور |
Sizi hediyelik eşya dükkanına götürüp yeni bir şey alsam? | Open Subtitles | ما رأيكِ أن آخذكِ لمتجر الهدايا؟ وأشتري لكِ شيئاً جديداً |
Şerif kumaş dükkanına gittim, yün ipliği ve yün iğnesi aldım. | Open Subtitles | شريف ذهبت لمحل القماش فأخضرت بعض الخيوط و بعض إبر الحياكة |
Haydi ama. Bu çok saçma. Hey, haydi nalbur dükkanına gidelim. | Open Subtitles | . هذا جنون . مهلاً , دعينا نذهب إلى مخزن المعدات |
Şimdi,dükkanına geliyorum ve sana 20 dolar bozuk para verip diyorum ki | Open Subtitles | الآن، آتي أنا الى متجرك و أعطيك 20 من فئة واحد دولار وأقول |
- Neyse, hayvanat bahçesi beni hediyelik eşya dükkanına transfer etti. İnanabiliyor musunuz? | Open Subtitles | نقلت عملي الى محل التحف التذكارية بعد ذلك هل يمكنكم ان تتخيلوا ؟ |
İçki dükkanına beni götürüp getirmesi ne kadar sürer biliyor musun? | Open Subtitles | .. اتعرف كم يستغرق مني وقت لأذهب الى محل الشراب وارجع؟ |
Şey bir içki dükkanına girmiş, sonra da buraya dönmüştük. | Open Subtitles | ،ذهبنا إلى محل بيع المشروبات الكحولية وبعد ذلك رجعنا هنا |
Toparlanmış versiyonunda Keith Haring'in yedek parça dükkanına benzer bir şey elde ettik. | TED | وفي النسخة المرتبة، لدينا ما يشبه محل قطاع غيار لكيث هايرينج |
Güvendesin. Plak dükkânına girdi. | Open Subtitles | الطريق آمن الآن، لقد دخل إلى متجر بيع الأسطوانات. |
İçki dükkânına gidip bulunan her markayı satın aldım. | Open Subtitles | ذهبت إلى متجر الخمور و أشتريت جميع العلامات التجارية المتاحة |
Yerel bir hırdavat dükkânına ait güvenlik kamerasından buldum. | Open Subtitles | لقد وجدتها بواسطة كاميرا مراقبة في متجر أجهزة |
İlk başlarda fazla araştırma param yoktu, o yüzden hırdavat dükkanına gittim ve bir tane marangoz mengenesi aldım. | TED | إذاً ففي الأساس ليس لدي الكثير من المال، لذا فقد ذهبت لمتجر أجهزة حاسوب وأشتريت مقبض نجار. |
Hiçbir gün bu eski şaka dükkanına uğramadan ziyan edilmemeli. | Open Subtitles | لن يكتمل أي يوم دون زيارة لمتجر المقالب والخدع |
Adres, muhtemelen küçük bir tekel dükkanına veya bir haber ajansına ait olacaktı, değil mi, Bay Mayfield? | Open Subtitles | العنوان على الأرجح هو لمحل سجائر أو تاجر |
Kitap dükkanına yakın bir çöplükte küçük bir şişe bulduk. | Open Subtitles | وجدنا قارورة بوبر في سلة المهملات بالقرب من مخزن الكتب. |
dükkanına geldim sana 20 tane bozukluk verdim ve dedim ki | Open Subtitles | آتي إلى متجرك وأعطيك 20 من فئة دولار واحد |
Tüm özel yeni yıl ihtiyaçlarınız için yiyecek dükkanına gelin! | Open Subtitles | زورونا بمتجر الأطعمة لشراء جميع حاجياتك الخاصة لإحتفال السنة الجديدة |
SWAT paravan olarak kullandıkları bir araba dükkanına baskın yaptı. | Open Subtitles | فتّش فريق التدخّل ورشة سيّارات كان يستخدمها هؤلاء الحيوانات كواجهة |
Sonra zencefilli ekmek almak için Bayan Cory'nin dükkanına. | Open Subtitles | وبعد ذلك نذهب إلى السيدة كوري السيدة كوري .. هذا دكان لبعض كعك الزنجبيل آه .. |
Çalıştıklarında, genelde porno dükkanına takılıyorlar böylelikle insanların kredi kartı no'larını çalıyorlar. | Open Subtitles | عندما يعملون , يعملون في محلات الدعاره حتى يسرقوى بطاقات الزبائن الاتمانيه |
Shoaib, ikimizin bir resmini çek... ..dükkanına as. | Open Subtitles | شعيب ، التقط صورة لنا معا.. ..وعلقها في محلك. |
Evet iyi olan tarafıysa içki dükkanına bir bebekle girdiğinde dostum... | Open Subtitles | أجل، و من جانب آخر، تذهبُ إلى محلّ الخمور و أنت تحملُ طفلا، |
İş çıkışı kostüm dükkanına gidelim mi? | Open Subtitles | اذا. هل يمكننا ان نذهب للمتجر بعد العمل؟ |
Sutton her sabah Shady Grove istasyonuna arabasıyla gidip, dükkanına gitmek için kırmızı hatta biniyor. | Open Subtitles | كل صباح لكي يأخذ الخط الأحمر إلى المدينة الى متجره الذي يبيع فيه الشطائر |
Davada beni rahatsız eden bir şey var, tam olarak bilemiyorum, ama o berber dükkanına tekrar dönmek isterdim. | Open Subtitles | هناك شيء يُزعجُني بشأن هذه الحالةِ. أنا لا أَستطيعُ وَضْع إصبعُي عليه، لَكنِّي أَحبُّ العَودة إلى ذلك دكانِ الحلاق. |