"dünya genelindeki" - Translation from Turkish to Arabic

    • حول العالم
        
    • في جميع أنحاء العالم
        
    Ama o zamandan beri çok ilerleme katedildi, hem kendi laboratuvarımızda hem de dünya genelindeki laboratuvarlarda. TED ولكن منذ ذلك الحين، أحرز الكثير من التقدم، سواء في المختبر لدينا وفي مختبرات أخرى حول العالم.
    Bu yüzden, dünya genelindeki bilim insanları sonik patlamaları inceliyor ve atmosferdeki rotalarını, nereye ineceklerini ve ne kadar yüksek bir ses çıkaraklarını tahmin etmeye çalışıyorlar. TED لهذا السّبب، قام العلماء حول العالم بتتبّع دويّ اختراق حاجز الصّوت، في محاولةٍ للتّنبّؤ بمساره في الغلاف الجوي، وفي أي مكان سيحطّ، وكم سيكون صوته صاخبًا.
    dünya genelindeki çocukların üzerinde çok büyük etkilerinin olduğunu görüyoruz ve artık her yaştan Hyperscore kullanıcısı var. TED لدينا تأتير جيد ، قوي ، حقيقي على الأطفال أناس كثر حول العالم يستخدمون هايبر سكور الآن
    dünya genelindeki saygın üniversitelerden aldığı fahri doktorluk diplomaları var. Open Subtitles قائمة درجات فخريّة مُثيرة للإعجاب من جامعات مرموقة في جميع أنحاء العالم.
    dünya genelindeki kasalar şartları eşitleyip Superman'i kesin olarak yenmesini sağlayacak her şeyle dolu. Open Subtitles المدافن في جميع أنحاء العالم محملة جميع الأشياء التي جمعها على مستوى الملعب وهزيمة سوبرمان مرة واحدة وإلى الأبد.
    Ve biz de asitleşmenin dünya genelindeki bu ana okyanus zaman seri konumları ile aynı oranda olduğunu göruyoruz. TED و نحن، ايضا، نرى التحمض بنفس معدل هذه السلاسل الزمنية للمحيطات الرئيسية بمواقع حول العالم
    Pekala, dünya genelindeki ofisler bunu bilgilendirmeye hazır. Open Subtitles حسنا , كل مكتب حول العالم جاهز لاستقبال هذا
    Bizlerin, istihbarat birliğindeki diğer ulusların, askeriyenin, dünya genelindeki müttefiklerimizin çok sıkı çalışmış olmasıyla ilgili. TED هذا بسبب الكثير من العمل الشاق من قبلنا, و من قبل غيرنا في مجتمع الاجهزه الاستخباريه, ومن قبل الجيش, ومن قبل حلفاءنا حول العالم.
    Tam şu an, bir kızın, bir kızın daha, dünya genelindeki milyonlarca kızın şunu diyebileceği an: "Ne zaman istersem o zaman evlenirim." TED هذه هي اللحظة حيث سيكون هناك فتاة وفتاة وملايين الفتيات حول العالم قادرات على قول "سأتزوج حين أريد"
    13 yıldan bu yana uyuşmazlıkları yürütmek için dünya genelindeki en zor durumlardaki insanlara, pasif mücadeleyi nasıl kullanacaklarını öğretiyorum. TED على مدار الثلاث عشرة سنة الماضية، علمت أناسًا في أقصى الوضعيات صعوبة حول العالم كيف يمكنهم استخدام النضال السلمي من أجال إدارة الصراع.
    Ayrıca dünyanın büyük bir kısmı eşi benzeri görülmemiş bir barış döneminde; dünya genelindeki aşırı yoksulluk oranları düşmeye devam ediyor ve çoğu Asya'da olmak üzere toplam iki milyardan fazla insan yaşam standartı konusunda ciddi artış yaşamış durumda. TED فرغم كل شيء، قد عاشت مناطق كبرى من العالم في سلام؛ ومعدلات الفقر المدقع حول العالم في تناقص؛ وأكثر من ملياري شخص، لا سيما من آسيا، يظهرون تطورًا مدهشًا في مستويات معيشتهم.
    Hem oradaki hem de dünya genelindeki kutuplaşmalar bizleri bir araya gelerek kolektif gücümüzü kullanmaktan alıkoydu ve sen bir manada bizlere önderlik ediyorsun. TED والأقطاب الموجودة هنا وفي الكثير من الأماكن الأخرى حول العالم فرقتنا ومنعتنا من التوحد واستخدام قوتنا الموحدة، وبهذه الطريقة، فأنت تقودينا.
    dünya genelindeki travma uzmanlarının hepsi bunun doğru olduğunu söylüyor, görünüşe göre hidrojen sülfit kullanımı normalde ölümcül olan düşük oksijen seviyesinin yarattığı hasarı azaltıyor. TED فهؤلاء هم قادة الفكر في طب الإصابات حول العالم يقولون أن هذا صحيح، وبهذا يبدو أن التعرض لكبريتيد الهيدروجين يقلل من التلف الذي يحدث جراء التعرض لمستويات حادة من انخفاض الأوكسجين.
    Eğer dünya genelindeki bakıcılar daha iyi anlaşılırsa, bu yalnızca onların sağlığı, iyiliğini ya da motivasyonunu geliştirmez, aynı zamanda bakım yaptıkları kişilerin de hayatlarını iyileştirir. TED إذا شعر مقدمو الرعاية حول العالم بأنهم معترف بهم بشكل أفضل فلن يحسن ذالك فقط من صحتهم ومزاجهم الشخصي، والإحساس بالفخر، لكنه أيضا سيحسن حياة أولئك الذين يعتنون بهم.
    Bir bakıma bunu, dünya genelindeki insanların bir köprü inşa etme çalışması gibi düşünebilirsiniz, nehirin iki tarafından bir köprü inşa etmek. TED وكمشهد ، بإمكانكم أن تفكروا بهذا العمل أن الأشخاص يبدأون بالعمل حول العالم فى بناء جسر ، بناء جسر بين ضفتي النهر .
    Yeni seçilen cumhurbaşkanı, kimin vaat ettiğini yolsuzlukları ortadan kaldırmak, şahsen uzandı dünya genelindeki gruplara tutmak için bir çaba içinde ülkesi düşmek. Open Subtitles الرئيس المنتخب حديثا، الذي وعد لوت؛i غ ؛القضاءعلىالفساد،لوت؛ /iغ؛ وصلت شخصيا إلى مجموعات حول العالم
    Tüm dünya Müslümanlarına baktığınızda -- ki ben bunu yaptım, dünya genelindeki Müslümanlar üzerinde yapılan en geniş çaplı çalışmayı yaptım -- insanlar sıradan şeyleri istiyorlar. TED عندما تنظرين إلى المسلمين حول العالم -- وأنا قمت بدراسة هي أكبر دراسة تمت عن المسلمين حول العالم -- الناس ترغب بأمور عادية.
    Eğer şarkı söylemeyi seviyorsanız -- (Şarkı söylüyor) Sana dünyayı gösterebilirim -- o hâlde dünya genelindeki insanlarla ortak bir noktanız var. TED وإذا احببت أن تغني-- (غنّ ) أستطيع أن أريك العالم-- فإن لديك شيء مشتركا مع الكثيرين حول العالم.
    Ama sistemi tekrar başlatmak, Veridian'ın dünya genelindeki tüm işlemlerini durdurmak demek ve bu da mali külfet anlamına gelir ki şirketin bunu yapması için kendinden daha güçlü bir hükümet tarafından zorlanması lazım ve bu özellikte üç hükümet kaldı. Open Subtitles ولكن أعادت تشغيل الكمبيوتر ستوقف عمليات الشركة في جميع أنحاء العالم وذلك يحتاج الى المال و الذي لا يمكن للشركة أن تفعله مالم تجبر من قبل حكومة أقوى منهم
    Eğer bu görevi başarsaydık K.F.C bize dünya genelindeki tüm güvenlik sistemlerini yaptıracaktı. Open Subtitles لو أننا نجحنا في هذه المهمه فأن "kfc" ستوظفنا لديها في جميع أنحاء العالم
    Güvenlik uzmanları tarafından Ice-9 ismi verilen yıkıcı virüs dünya genelindeki sistemlere yayılmaya devam ediyor. Open Subtitles البرمجيات الخبيثة الكارثية لقبتّ فيروس "أيس-9" عن طريق خبراء أمنيين يستمر في التكّاثر بينما النظم في جميع أنحاء العالم .تعاني من أثاره

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more