Yani, biz bilgi-işlemin fiziksel dünya ile birleşeceği bir çağ arıyoruz. | TED | بذلك،نحن الآن ننظر إلى عصر حيث البرمجة تندمج مع العالم الملموس. |
Hayatın size haksızlık yaptığını düşünüyorsunuz, ve böylece dünya ile ödeşiyorsunuz. | Open Subtitles | تشعر أن الحياة خانتك و الآن تريد أن تتعادل مع العالم |
Bilgisayarların çevremizdeki dünya ile iletişim kurmasına yardım etmek | TED | أعمل لأساعد الحواسب للتواصل مع العالم حولنا. |
Kelowna hükümeti dünya ile yeniden ticaret ilişkileri kurmak istiyor. | Open Subtitles | حكومة كيلونا كانت تريد إعادة تأسيس العلاقات التجارية مع الأرض |
Bunlardan biride terkedilmiş bir haldeyken Hollow seviyesine düşen ve bu dünya ile güçlü bir bağı olan dünya bağlantılı bir hayalet tarafından yapılmıştır. | Open Subtitles | تلك هي صيحات الأشباح المتعلقة بالأرض أليست تلك صرخة واحدٍ من الهولو ؟ |
Şöyle ki: Dünya görüşümüzü geliştiriyoruz, dünya ile ve bizim onun içindeki yerimiz ile ilgili hikayeleri geliştiriyoruz. Böylece ölümün dehşetiyle başa çıkabilmeye çalışıyoruz. | TED | أننا نطور منظورنا للعالم حيث أن القصص التي نخبر أنفسنا عن العالم و موقعنا منه تساعدنا على التغلب على رهبة الموت وقصص الخلود هذه |
O tek dünya bilir, ve diğer dünya ile iletişim kurmak için bulduğu yol her iki derin bağlantılara sahip olduğudur. | TED | هو يعرف أحد العوالم، ويجد طريقه للتحدث عنه مع عالم آخر، كونه يملك صلة وثيقة مع كلا العالمين. |
Ancak bunu bütün dünya ile paylaşmanız gerekiyor. | TED | لكن عليك مشاركة ما شاهدت مع العالم أجمع.حسن؟ |
Etrafınızdaki fiziksel dünya ile etkileşmek için de kodlayabilirsiniz. | TED | يمكنكم أيضا البرمجة للتفاعل مع العالم المادي من حولكم. |
Tek kişilik bir uzay gemisindesiniz, o da uzay giysiniz ve dünya ile birlikte uzayda sürükleniyorsunuz. | TED | أنت في سفينة فضائية لشخص واحد والتي هي بدلتك الفضائية، وأنت تسير في الفضاء مع العالم. |
Ve bu bariyerin altındaki kişilere Kapı Dışarı diyeceğim, çünkü gerçekten bilgi birikimlerini dünya ile paylaşma sürecinin dışında kalıyorlar. | TED | وسأقوم بتسمية أؤلئك الناس تحت الحواجز الرافضة، لأنهم مبعدون حقاً خارج عملية أن يقدروا على تقاسم معرفتهم مع العالم. |
Bunun bir kısmı kendimizin ölçüldüğü yeni bir dünya ile başlıyor. | TED | وجزء من ذلك يبدأ مع العالم المنشئ من تكميم الذات، |
Dış dünya ile temas kurabileceğiniz bir şey olması gerekir. | TED | تريد شيئًا بحيث يمكنك التفاعل مع العالم المادي. |
Teknoloji gelişirken ve ilerlerken bir çoğumuz bu gelişmelerin bizi daha akıllı ve bizi dünya ile daha fazla bağlantılı yaptığını varsayıyor. | TED | مع تطور التكنلوجيا وتقدمها يظن العديد منا.. أن هذا التقدم يجعل منا أشخاصاً أكثر ذكاءاً حنكة وأكثر اتصالا مع العالم |
Hindistan'daki modern sanatçılar dünya ile eskiden olmadığı kadar iletişim içerisindeler. | TED | التشكيليون الهنود المعاصرين قد تمكنوا من التواصل مع العالم الخارجي بصورة لم تحدث من قبل. |
2001'i hatırlayın, dış dünya ile 2 saatin altında temasımız vardı. | TED | تذكر، عام 2001، لقد كان لدينا إتصال بواسطة موجات الراديو مع العالم تقل عن ساعتين. |
Bunun dünya ile iletişimimizi kaybettikten hemen sonra olması bir tesadüf olamaz. | Open Subtitles | إنها ليست مصادفة , هذا يحدث مباشرة بعد فقدان الإتصال مع الأرض |
Saat dünya ile eşzamanlı olarak günde de bir kere dönüyor. | TED | إنها تدور مرة فى اليوم بالتزامن مع الأرض. |
Ve ayrıca, bunun dünya ile temasa geçerek onları uyarmak için en iyi şansımız olduğunu düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذه قد تكون أفضل وسيلة لكي نتصل بالأرض.. |
Gençler, üniversiteden gurur, iyi arkadaşlar ve dünya ile ilgili bir sürü bilgi ile ayrılırlar. | TED | يخرج الشباب من الكليات بفخروبأصدقاء رائعين ومع كثير من المعرفة عن العالم. |
Dış dünya ile uyuşmazlık içerisindeyim. | Open Subtitles | شعرت بعدم التوافق مع عالم الشركات. |
Yine de aralarıdan biri diğer dünya ile iletişime geçmek isteyebilir diye beni burada tutuyorlar. | Open Subtitles | يبقوني هنا فقط في حالة أن أراد أحدهم الإتصال بالعالم الخارجي بين الحين والآخر |