"dünyada yaşıyoruz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نعيش في عالم
        
    • نحن نعيش بعالم
        
    • نعيش في العالم
        
    • نحن نعيش فى عالم
        
    • نحن نعيش في
        
    • نحيا في عالم
        
    • نعيش في عالمٍ
        
    • فنحن نعيش
        
    • أننا في عالم
        
    Dünyamız değişiyor. Şu anda farklı bir dünyada yaşıyoruz ve bir zamanlar kişisel olan sorunlar şimdilerde hepimiz için dünya çapında sorunlar oldu. TED إن عالمنا يتغير. نعيش في عالم مختلف الآن، و ما كان مرة مشاكل فردية هي الآن في الحقيقة مشاكل عالمية بالنسبة لنا جميعاً.
    3 boyutlu bir dünyada yaşıyoruz, üçüncü boyutu tabi ki kullanabiliriz. TED نحن نعيش في عالم ثلاثي الأبعاد، فلما لا نستخدم البعد الثالث.
    Sonuçta, şu anda, tüketimle değil katılımla tanımlanmış bir dünyada yaşıyoruz. TED بالنهاية، نحن نعيش في عالم لا يحكمه الاستهلاك، وإنما التفاعل والمشاركة.
    TV'nin bilgisayarınız olduğu, iPad'iniz olduğu telefonunuz olduğu dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعيش بعالم حاسبك الشخصي و الاي باد وهاتفك النقال سيكونوا تلفازك
    Ama temelde, biz hâlâ bu büyüklükte vücutlarda yaşıyoruz, onun içinde yürüyoruz, bu boyutta sandalyalerde oturuyoruz ve hâlâ fiziksel dünyada yaşıyoruz. TED ولكننا أساساً لا نزال نعيش في أجساد بهذا الحجم تقريباً، لا نزال نتمشى، ونجلس على كراسي بهذا الحجم تقريباً، لا نزال نعيش في العالم المادي.
    Nükleer savaşın gerçek bir tehdit olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعيش في عالم حيث الحرب النووية تشكل تهديدا حقيقيا.
    Aslında değişir. Teknolojik bir dünyada yaşıyoruz; TED لكنها بالفعل تتغير. نحن نعيش في عالم تقني:
    Maalesef, trans insanları ve genel olarak transların çeşitliliğini kabullenmeyi reddeden bir dünyada yaşıyoruz. TED لسوء الحظ، نعيش في عالم يرفض الاعتراف بالعابرين جنسيًا وتنوع العابرين جنسياً عامةً.
    Büyük, farklılıkları olan ve güzel bir dünyada yaşıyoruz ve bu beni onu korumak için daha da tutkulu yapıyor. TED إننا نعيش في عالم كبير ومتنوع وجميل، وهذا ما يجعلني أكثر شغفاً للحفاظ عليه.
    Başarının gelirle tanımlandığı bir dünyada yaşıyoruz. TED نعيش في عالم يقاس النجاح فيه بمستوى الدخل.
    Bildiğiniz gibi çocuk güvenliğine yönelik düzenlemelerin çok daha sıkı bir hale geldiği bir dünyada yaşıyoruz. TED إذا كما تعلمون نحن نعيش في عالم يخضع أكثر من أي وقت مضى و بصرامة لقواعد سلامة الطفل
    Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki veri toplama işi günün 24 saati, haftanın yedi günü, yılın 365 günü yapılıyor. TED نحن نعيش في عالم حيث جمع البيانات يحدث على مدار 24 ساعة في اليوم، سبعة أيام في الأسبوع، 365 يومًا في السنة.
    Öyle ki, sekiz yaşındaki kızımın sadece siyahi bir başkanı bildiği bir dünyada yaşıyoruz. TED نعيش في عالم حيث ابنتي ذات الثمان سنوات تعرف رئيساً أسوداً فقط.
    GSYİH'nın küresel ekonomide başarının ölçüsü olduğu bir dünyada yaşıyoruz. TED نحن نعيش في عالم حيث الناتج الإجمالي هو مؤشر النجاح في الاقتصاد العالمي.
    Ve önceden dediğim gibi, bir idealin peşinde olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. TED وكما قلت سابقاً، إننا نعيش في عالم يبحث عن نموذج مثالي.
    Evlat, duvarları olan bir dünyada yaşıyoruz ve o duvarların tıraş makineli adamlarla korunması gerek. Open Subtitles يا بني، نحن نعيش بعالم يحتوي على جدران و هذه الجدران يحرسها رجال بآلات حلاقه
    3 boyutlu bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعيش في العالم الثلاثي الأبعاد
    Khasinau gibi düşmanlarla yeni bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles من الأعداء مثل كازانو نحن نعيش فى عالم جديد
    Biz durağanlaşan bir dünyada, şehirleşen bir dünyada yaşlanan bir dünyada, bağlanan bir dünyada yaşıyoruz. TED نحن نحيا في عالم مستقر، عالم متمدّن، عالم يتقدم في السن، عالم متصل.
    Çünkü biz bundan çok farklı bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles حتى نعيش في عالمٍ مُختلفٍ جداً عن هذا العالم
    Kimsenin açlık, sıtma ya da diyare nedeniyle ölmeyeceğini garanti etmeye umut verici şekilde yakın olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. TED فنحن نعيش في عالم قارَبَ على ضمان أن لا يموت أحد بسبب الجوع أو الملاريا أوالإسهال.
    Ama şimdilerde öyle bir dünyada yaşıyoruz ki gezegensel sınırlara ulaştık ve sadece birbirimize bağlı değil ve fakat artan bir şekilde birbirimize bağımlıyız, sizin kaybınız artık benim kazancım değil. TED حسنا، و بما أننا في عالم وصلنا فيه إلى حدود الكواكب وبأننا لسنا فقط مترابطين بل معتمدين على بعضنا بشكل متزايد، فإن خسارتك لا تعني بعد الآن ربحا لي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more