- Peki o zaman neden son 4 ayı... dünyanın yarısını dolaşarak geçirdim? | Open Subtitles | و لماذا برأيك قمت بالتنقل و قطع نصف العالم في الأربع أشهر الماضية |
Şu anda, insanlar dünyanın yarısını yaşamak, kereste ve tarım ürünlerini yetiştirmek ve hayvanlarını otlatmak için kullanıyor. | TED | في الوقت الراهن، يستغل البشر نصف العالم من أجل العيش والزراعة وجمع الحطب، ولرعي مواشيهم. |
dünyanın yarısını bu kedi pisliğini içirmek için mi ele geçireceğiz? | Open Subtitles | لتسيطر على نصف العالم عليك ان تلتهم الشراب |
dünyanın yarısını dolanıp senin için Fogg'u durdurmanın? | Open Subtitles | للذِهاب نصف العالم لإيقاْف فوج من أجلك ؟ |
Ben birlikte olmak için dünyanın yarısını aştığım kızsın. | Open Subtitles | أعني أنتي الفتاة التي عبرت نصف العالم لأكون معها |
Bir şeyi bulmak için dünyanın yarısını dolaş sen ama tüm bu zaman boyunca, arka bahçende olduğunu bilme. | Open Subtitles | أنتِ تقطعين نصف العالم لتطاردِ شيئا، وطيلة الوقت كان يقبع في فنائك الخلفي |
Cinayetler başladığında, dünyanın yarısını gezmiş birini tutuklarken... | Open Subtitles | عندما قبضت على شخص كان على بعد نصف العالم حين بدأت الجرائم |
Dorisi son görüşümden sonra dünyanın yarısını dolaşmışımdır. | Open Subtitles | أعتقد أني زرت نصف العالم منذ آخر مرة رأيت فيها دوريس |
dünyanın yarısını bilgilendirilmek için gelmedim. | Open Subtitles | لم أسافر و أقطع نصف العالم من أجل أن يتم أستجوابي |
Bir doğru daha ayakkabısını giymeden bir yalanın dünyanın yarısını dolaştığını biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرف أن الكذبه تستطيع أن تجوب نصف العالم بينما تكون الحقيقة تنتعل حذائها |
Mark Twain, daha ayakkabılarını giymeden dünyanın yarısını gezdiği yalanını söyledi. | Open Subtitles | مارك توين قال أن الكذبة تدور حول نصف العالم من قبل أن ترتدي الحقيقة حذائها. |
Demek, uzun bir münzevi yaşamdam sonra, bir reklam kampanyası için dünyanın yarısını geçmeyi kabul etmiş. | Open Subtitles | اذن.. بعد كل هذه السنوات من العُزلة فقد وافق ان يسافر حول نصف العالم من اجل ميتةِ علنية |
dünyanın yarısını uçarak geçtin. Aramaya devam etmelisin. | Open Subtitles | قطعت نصف العالم بالطيران عليك مواصلة البحث |
Öylesine Fransız bir adam dedi diye neredeyse dünyanın yarısını dolaştığımızın farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أننا سافرنا إلى نصف العالم الآخر لأن شخص فرنسي طلب منا ذلك، صحيح؟ |
Ama hasta değilsen sana anotic yada bir tür halüsinojen falan vermişlerse o zaman hâlâ dünyanın yarısını kurtarma şansımız var demektir. | Open Subtitles | و لكن إن لم تصاب، إذا أعطوك مخدر أو مهلوسات أو شيء آخر. اذا مازال لدينا فرصة لإنقاذ نصف العالم. |
Fakat sende yoksa sana uyuşturucu ya da halüsinojen verdilerse hala dünyanın yarısını kurtarma şansımız var demektir. | Open Subtitles | و لكن إن لم تصاب، إذا أعطوك مخدر أو مهلوسات أو شيء آخر. اذا مازال لدينا فرصة لإنقاذ نصف العالم. |
dünyanın yarısını, Arama-Kurtarma ekiplerine tarattım. | Open Subtitles | جعلت فريق إنقاذ يبحث عنك نصف العالم |
Yani dünyanın yarısını kareoke yapmak için mi geldim diyorsun? | Open Subtitles | هل قطعت نصف العالم من اجل الكاريوكي |
Benden işimi bırakmamı istiyorsun seninle birlikte dünyanın yarısını tepmemi orada bir aile kurmamı, asla geriye bakmamamı ve asla nedenini sormamamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | "تطلبين مني الإستقالة من عملي و أن أنتقل إلى نصف العالم الآخر، معكِ" "نُنشئ عائلة، ولا ننظر للوراء ولا أسئلكِ عن السبب" |
Bu filoyu Japonlarla savaşmaya ve dünyanın yarısını korumaya hazır olmasını sağlamalıyım. | Open Subtitles | علي أن أبقي هذا الأسطول مستعد للقتال ضد اليابانيين لحماية نصف الكرة الأرضية |
Sadece Pasifik Okyanusu dünyanın yarısını kaplamaktadır. | Open Subtitles | يغطى المحيط الهادئ لوحده نصف الكوكب |