| Böcek dünyasındaki en sıra dışı yaşam stratejilerinden birine sahiptirler. | Open Subtitles | يمكلون واحدة من أكثر تقنيات النجاة روعةً في عالم الحشرات. |
| Meme görüntüleme dünyasındaki güçlerin mevcut durumu sürdürmeyi neden istediğini anlamak zor olmasa gerek. | TED | نعم سبب ذلك يمكن تفهمه وهو وجود قوى في عالم تصوير الثدي الذين يفضلون الوضع الراهن |
| Ama bu durum, pembe şeylerle dolu çantadan bu hoşlanmama durumu, çocuğumun dünyasındaki fazla feminen şeyleri reddettiğimi keşfetmemi sağladı. | TED | ولكن بهذا الموقف، نفوري من حقيبة مليئة بأغراض زهرية أجبرني على مواجهة رفضي للأشياء الأنثوية في عالم طفلتي. |
| Şunu söylemeliyim ki STK dünyasındaki tecrübelerime göre bu her zaman böyle olmuyor. | TED | عليّ أن أخبركم أن الأمر ليس على هذا النحو دائمًا من خلال تجربتي في عالم المنظمات غير الحكومية. |
| Tanrı'nın dünyasındaki iyiliği ve güzelliği görmeme izin versin ki? | Open Subtitles | ... بعدالعديدمنسنواتالظلام... لرؤية الطيبة والجمال... لعالم الله؟ |
| Böcek dünyasındaki çeşitlilik bir orkidenin kendine has kitle bulma ihtimalini de arttırır. | TED | التنوع الهائل داخل عالم الحشرة يزيد أيضًا من احتمال أن الأوركيد سوف تجد لها جمهور فريد. |
| Ve şu anda enerji şebekeleri dünyasındaki en büyük alanlardan biri, akıllı şebekelerden bahsedildiğini duyarsınız. | TED | وواحدة من أكبر الحقول في الوقت الراهن ، في عالم شبكات الطاقة، لا بد أنكم سمعتم عن الشبكة الذكية. |
| "Elimizdekilerden tam istifade edemiyoruz! Reklam dünyasındaki yerimizin getirmesi gereken ünü tam anlamıyla kazanamıyoruz." | Open Subtitles | هناك خطب ما بدعايتنا ليس لدينا الشهرة التى يتطلبها موقعنا فى عالم التجارة |
| Bu şehirde ve spor dünyasındaki herkes ülkedeki en olağanüstü gösterilerin benim başarım olduğunu bilir. | Open Subtitles | كل عالم الرياضة يعرفنى ويعرف سمعتى الطيبة فى تصميم أفضل أعلانات فى هذه البلاد |
| Ama onun kanun dünyasındaki uygulamaları bazı alanlarda umut vericiydi. | Open Subtitles | لكنّ طلباته في عالم تطبيق القانون يثبت مباشّره في عدّة مناطق مختلفة |
| Olsaydı bile bu, kesinlikle böcek dünyasındaki en hayret verici ve en olağanüstü olaylardan biri olarak kalırdı. | Open Subtitles | ولكن حتى لو كنا, هذالابدأن يبقىأحد أكثر, الأحداث غرابة وإذهالا في عالم الحشرات. |
| Profesör Pollili fotoğraf dünyasındaki herkesi tanır. | Open Subtitles | البروفيسور بوليلي يعرف الكل في عالم التصوير |
| Aslında benden ziyade benim moda dünyasındaki pozisyonuma deliriyor. | Open Subtitles | انها مجنونة اكثر بمكانتي في عالم الازياء وليس بي شخصيا |
| Yaşamının kaynağı, ruhlar dünyasındaki eski ir kötülüktür. | Open Subtitles | مصدر حياته الشر القديم الموجود في عالم الأرواح |
| Ama küçük kasaba kızının moda dünyasındaki başarısını anlatıyor. | Open Subtitles | لكنه عن فتاة بلدة صغيرة تنجح في عالم الأزياء |
| Haftaya. Moda dünyasındaki herkes bunun için gelecekti. | Open Subtitles | الجميع في عالم الأزياء كان قادماً لأجل ذلك. |
| Ve şimdi, lisede ve moda dünyasındaki işlerim arasında mekik dokuyorum. | Open Subtitles | انا عالقة الآن بين حياتين مُختلفتين واحدة في الثانوية والاخرى في عالم الموضة |
| Bilim dünyasındaki herkes Richard Feynman'ın kim olduğunu bilir. | Open Subtitles | الجميع في عالم العلم يعرف من هو ريتشارد فاينمان |
| İş dünyasındaki bazı kapalı sistemleri açmamız lazım yüksek eğitimli kadınlar yıllar boyu bir değişim olmasını beklemesinler diye. | Open Subtitles | نحتاج قانون لكسر... ...النظام الجامد لعالم الاعمال... ...لكي لايضطر النسوة المتعلمين للانتظار الممل |
| Onun dünyasındaki şeyler benimkinden daha farklıydı. Biz aşkın saf ve ömür boyu olduğuna inanırız. | Open Subtitles | الأمور كانت مختفلة في عالمها عن عالمي نحن نحب أن نعتقد أن الحب صافٍ وبلا حدود |
| Onların dünyasındaki tek kadınsın. | Open Subtitles | أنت امرأة وحيدة في عالمهم |
| Hedeflerimin dünyasındaki hayalet gibi, onların son karekteristiğini çalıyorum. | Open Subtitles | كشبح بعالم أهدافي أسلبهم من علامة وجههم الأخيرة |