Daha sonra da açıkçası baş belasının tekine ve son olarak da Dürüst olmak gerekirse vazgeçenin önde gidenine. | Open Subtitles | ثم إلى حد ما مصدر إزعاج , في الحقيقة إذا نستطيع أن نكون صادقين تماما وفي الأخير إلى مستقيل |
Dürüst olmak gerekirse, çevreci bakış açısıyla, karides çiftlikleri doğaya son derece zararlı. | TED | مزارع الجمبري هي آفة على الأرض ، بصراحة ، من وجهة نظر بيئية. |
Bu bıraktığım 20'inci mesaj olmalı ve Dürüst olmak gerekirse... | Open Subtitles | لا بد وأنها الرسالة العشرون التي تركتها، ولكي أكون صادقاً |
Dürüst olmak gerekirse, daha çok seks ağırlıklı bir ilişkiydi. | Open Subtitles | ، ولكي أكون صادقة كانت في الغالب حول الجنس عظيم. |
Daha dünden beri. O yüzden Dürüst olmak istedim. | Open Subtitles | منذ اليوم فحسب، لهذا أردت أن أكون صريحة بهذا الشأن |
Dürüst olmak gerekirse, eskiden olduğu gibi değil. -Neden? | Open Subtitles | كما تعلم كي أكون صريحاً الوضع ليس كما كان من قبل |
Tekrar görmeyeceğin birine karşı Dürüst olmak kolay, değil mi? | TED | من السهل أن نكون صادقين مع شخص ما لن نراه أبدًا مرةً أخرى. |
Hislerimiz hakkında Dürüst olmak bizi güçsüz kılmaz: Bizi insan yapar. | TED | أن نكون صادقين حول ماهية مشاعرنا لا يجعلنا ضعفاء؛ بل يجعلنا بشراً. |
İşte Dürüst olmak bu yüzden zor çünkü karşındakinden de dürüst olmasını bekliyorsun. | Open Subtitles | هذا هو السبب الذي يجعلنا من الصعب أن نكون صادقين وتتوقع أن كثير منا يؤمن بمثل معتقداتك |
Ama Dürüst olmak gerekirse 3 ve ya 4 milyon harcama yapmak aptallık. | Open Subtitles | لكن بصراحة, فإن انفاق ثلاثة أو أربعة ملايين على هذا محض غباء. |
Tabi ki. Dürüst olmak gerekirse, Herbert, daha önce araba kullanmamış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | طبعاً , بصراحة هربرت أنت تتصرف وكأنك لم تكن في سيارة مسبقاً |
Sana karşı Dürüst olmak istedim, Jane, ama bütün bu mutluluğun elimden alınacağını bile bile nasıl yapabilirdim bunu? | Open Subtitles | لطالما أردت أن أكون صادقاً معكِ ولكن كيف كان لي أن أخبركِ وأنا أعرف أن هذا سوف يأخذ سعادتي مني |
Sana karşı Dürüst olmak istediğim için sana bunu söylüyorum. | Open Subtitles | انا أقول لكِ هذا لأنني أريدُ أن أكون صادقاً. |
Dürüst olmak gerekirse, diş fırçasından ziyade, çorba da vardı. | Open Subtitles | لكن كي أكون صادقة . لقد كانت مليئة أيضاً بحساء |
Dürüst olmak gerekirse, unutmayı sorun etmeyeceğim birkaç şey var. | Open Subtitles | لكى أكون صادقة.. هناك بعض الأشياء التى لا اهتم بنسيانها |
Evet, ve Dürüst olmak gerekirse siz ve oğlunuzun konuşması ve halletmesi gereken bazı konular var. | Open Subtitles | أجل وحتى أكون صريحة أعتقد أنه هناك قضايا يجب أن تتحدثان بها |
Peki, Dürüst olmak gerekirse, biraz bir gibi görünüyordu Bir ejderha. Bir ejderha. | Open Subtitles | لكى أكون صريحاً معكِ لقد كان يبدو قليلاً مثل تنين |
Dürüst olmak gerekirse size çok fazla ödeyemem. | Open Subtitles | عليّ ان اكون صادقة لا اقدر ان اتحمل ان ادفع لكِ مبلغاً كبيراً |
Oh, Dürüst olmak gerekirse... ikimiz için burada herhangi bir eğlence hazırlamadım. | Open Subtitles | تماماً, جزء من الاستضافة لاثنين هنا؟ يُمْكِنُني القُولَ بأمانة انه لكِ فقط |
Ve yeni bir okul kimliği gerek, Ve Dürüst olmak gerekirse, | Open Subtitles | احتاج بطاقة تعريف جديدة من أجل المدرسة ولكي أكون صادق معكم |
Dürüst olmak gerekirse, olanlar için Sophie'ye gerçekten kızgındım. | Open Subtitles | لكي اكون صريحا كنت مجنونا بصوفي لهذا السبب |
Özgünlüğe iki boyuttan bakabiliriz: birincisi öze-dönük olan kendine Dürüst olmak. | TED | وهناك بُعدين للأصالة: الأول، أن تكون صادقاً مع نفسك، الذي هو مرتبط بشدة بالنفس. |
Ama girişten sonra, Dürüst olmak gerekirse, biraz sıkmaya başlar. | Open Subtitles | لكن بعد الافتتاحية لأكون صادقاً تشعر وكأنه أصبح مملاً قليلاً |
Dürüst olmak gerekirse, artık ayrılmak bile istemiyorum. | Open Subtitles | لنكون صادقين لا أستطيع أن أخبرهم بأكثر من ذلك |
Dürüst olmak gerekirse, hiç yakın olmadık, her zaman mesafeliydi. | Open Subtitles | للأمانة.. لم نكن مقربتان أبدا فلقد كانت دائما بعيدة إلى حد ما |
Dürüst olmak gerekirse, gemilerinizden bir filoyu tercih ederdim. | Open Subtitles | لكى أكون صادقا معك أفضل أن آخذ أسطول سفنك |