Her zaman senin sert Dürüstlüğünü ve ve genel sosyal kanıdan kişisel olarak gücenme yeteneğini takdir etmişimdir. | Open Subtitles | حسناً، لطالما احترمت صراحتك الشديدة، ومقدرتك على تقبّل الاهانات من جموع عريضة. |
Dürüstlüğünü sana kolay bir şey vererek ödüllendireceğim. | Open Subtitles | سأكافئ صراحتك بإعطائك مهمة سهلة |
Görüşmede senin Dürüstlüğünü sorguluyorlar. | Open Subtitles | في المقابلة، يسألونكَ تلكَ الأسئلة يحاولون معرفة نزاهتك |
Dürüstlüğünü, rahatlık ve güvenlik için takas ettiğin zamanları görecek. | Open Subtitles | سيعلم عندما تساوم على نزاهتك من أجل الراحة والسلامة |
Büyük bir referans ama Dürüstlüğünü takdir ettim. | Open Subtitles | هذه معلومة من الجحيم, لكني أقدر لك صدقك. |
Böyle biteceğini beklemiyordum ama sanırım Dürüstlüğünü takdir ediyorum. | Open Subtitles | أنا لم أكن أتمنى أن ينتهى هكذا ولكننى اعتقد اننى أقدر أمانتك |
Çünkü Bay Bohannon Dürüstlüğünü daima boynunda bir yük gibi taşıdı. | Open Subtitles | للسيد (بوهانون) الذي إرتدى نزاهته دوماً مثل حجر رحّى حول رقبته |
Dürüstlüğünü sevdim. Kamerada öyle. Çok seksisin. | Open Subtitles | .تعجبني صراحتك وآلة التصوير أيضاً ...حسنٌ |
Gerçekten Dürüstlüğünü takdir ediyorum. | Open Subtitles | أنا بالفعل أقدر صراحتك |
Dürüstlüğünü beğendim. İşe alındın. | Open Subtitles | تعجبني صراحتك ، عينتك |
Dürüstlüğünü takdir ediyorum. | Open Subtitles | أنا أقدر صراحتك |
Dürüstlüğünü takdir ediyorum Fletch. | Open Subtitles | اقدر صراحتك فليتش |
Dürüstlüğünü takdir ediyorum. | Open Subtitles | .أنا اشكرك على صراحتك |
Dürüstlüğünü koruyarak da bu işi yapabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك القيام بهذه الوظيفة و إبقاء نزاهتك |
Burada senin Dürüstlüğünü sorgulamıyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أنا لا أشكك فى نزاهتك هنا |
Randy, bu süreçte Dürüstlüğünü kaybetmemek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} يا (راندي) أعلم أن من مبادئك {\pos(192,220)} الحفاظ على نزاهتك طوال العملية الانتخابية, لكن ثق بي في هذا الأمر |
Jim, bunu yapabilirsin. Dürüstlüğünü göster. | Open Subtitles | (جيم ) تستطيع فعل هذا أظْهِر نزاهتك |
Çok düşünürsen Dürüstlüğünü sorgular ve seni elerim. | Open Subtitles | إذا استغرقت وقتاً طويلاً ، سأشك في صدقك و أقوم بإقصائك |
Dürüstlüğünü sorgulamaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | اسمع، لم يكن لي الحق في التشكيك في صدقك |
- Dürüstlüğünü çok beğenmişler, dinleyicilerle kendi çocuklarınmış gibi konuşmandan çok etkilenmişler, ve tabi son olarak söylemeliyim ki, | Open Subtitles | -قالوا أنهم أحبّوا صدقك .. أحبوا الطريقة التي تحدثتِ بها مع المتصلين كما لو كانوا أبنائك لكن عليّ أن أخبركِ بخلاصة القول |
Hayır, hayır, endişelenecek bir şey yok. Dürüstlüğünü takdir ediyorum. | Open Subtitles | ،كلا ، لا يوجد ما يدعو للقلق أقدر أمانتك |
Dürüstlüğünü takdir ediyorum, Jack, ama bu bizi buraya neden getirdiğini açıklamıyor. | Open Subtitles | (مع احترامي لصراحتك يا (جاك هذا لا يفسّر سبب مجيئنا إلى هنا |