Çavuş, dürbünden herşeyi gördüm. | Open Subtitles | ايها العريف، رأيت كل شئ من خلال المنظار. |
Terapist olarak dürbünden bakarak bir topluluktan bazı kimseleri gözetliyorsun. | Open Subtitles | كطبيبٍ نفسي تلاحظ أعضاء محددين من الجمع بواسطة المنظار |
Patlamayı dürbünden izlemiş ve dürbün, o anın dehşetini emmiş. | Open Subtitles | و رأى لحظة الانفجار من خلالها و إمتص المنظار رُعب تلك اللحظة |
O dürbünden bakıp, Tanrı'yı oynamak nasıl bir his? | Open Subtitles | كيف يكون الأمر بالنظر من خلال المنظار للعب دور الرب؟ |
Aynı bizim gibi, buradaydı. - dürbünden bakıyordu. | Open Subtitles | إنّه أقرب ما نحن فيه الآن، بالنظر من خلال ذلك المنظار. |
dürbünden her bakışımda başka bir metres görüyorum yanında. | Open Subtitles | كل مرة أنظر من خلال هذا المنظار .أجده مع عشيقة أخرى |
dürbünden bakma, yaşlı kadınları gözetlemek. | Open Subtitles | تنظر من خلال المنظار و تتجسس على السيدات العجائز |
Rus'yayı terketmeden önceki gün, babam bana eski dürbünü verdi ve seni görmek istediğimde, uzakta durup beklememi ve dürbünden bakmamamı ve eğer sen kötü biriysen, o zaman kaçabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | اليوم قبل مغادرتي روسيا، أبي أعطاني المنظار القديم... وهو قال أن متى أردت أن أراك , يجب ان أقف بعيد ... |
dürbünden baksana sersem! | Open Subtitles | انسى الطائر واستعمل المنظار , ياسخيف |
Büyükbabamın doğum günümde alacağı dürbünden. | Open Subtitles | عن المنظار الذي سيحضره جدي لميلادي |
Büyükbaban doğum gününde hangi dürbünden alacakmış? | Open Subtitles | أي المنظار سيحضره لك جدك في ميلادك؟ |
dürbünden bakma, yaşlı kadınları gözetlemek. | Open Subtitles | ،تراقب عبر المنظار .تتجسس على السيدات |
dürbünden görebiliyorum. | Open Subtitles | يمكن أن أرهم من خلال المنظار . |
Ver bi bakayım dürbünden. | Open Subtitles | دعني اعدل المنظار |