Lowell onu balkona çekti, ben de dürbünlü tüfek ile karşı binada bekliyordum. | Open Subtitles | لويل) أدخله إلى الشرفة) وأنا كنت أنتظر عبر الطريق مع بندقية قناصة |
- Öldürülmüş, dürbünlü tüfekle. | Open Subtitles | -قُتل.. برصاص قناصة |
dürbünlü tüfek çalıyorum. | Open Subtitles | اريد ان اسرق بندقية القنص |
dürbünlü tüfek. | Open Subtitles | -بندقية القنص |
Casey de çatının üzerinde dürbünlü tüfek ile bekliyor olacak. | Open Subtitles | و "كايسى" سيكون فى الموقع على قمه السطح مع بندقيه قناصه |
Geyik avlamak için dürbünlü bir tüfeğe. | Open Subtitles | بندقية قناصه لإصطياد الغزلان. |
338'lik Magnum av tüfeği. Kızılötesi dijital dürbünlü. | Open Subtitles | بندقيه 338 ماجنوم قناصه |