| Elbette bazen kontrol etmeyi tercih etmediğimiz dürtüler vardır... | Open Subtitles | بالطبع , أحياناً يكون لدينا . . دوافع نفضل ألا نتحكم بها |
| Büyük bir şirketin mirasçısının babasının imparatorluğunu dağıtmasını sağlamalıyız. Çeşitli politik dürtüler, anti-monopolist yaklaşımlar vesaire söz konusu. | Open Subtitles | أترى، لديك دوافع سياسية مختلفة ومشاعر مضادة للتلاعب بها لتوضع في الاعتبار |
| Öğretmenimin üstesinden gelmeme yardım ettiği bazı dürtülerim var, ciddi dürtüler. | Open Subtitles | لديّ دوافع هامّة التي.. تساعدني بها معلمتي |
| Kompülsif yani zoraki olan ve bilinçli olarak direnemediğimiz rahatsız dürtüler. | TED | بمعنى، السلوكيات التي هي قسرية إجبارية عن طريق الرغبات غير المريحة لا تستطيعون مقاومتها بوعي. |
| Peki bu iğrenç arzular karşı konulamaz dürtüler nereden geliyor? | Open Subtitles | و من أين أتت؟ تلك الشهوات، تلك الرغبات الخارجة عن نطاق السيطرة خاصّتنا؟ |
| Cinsel dürtüler falan, bir sürü pis şey sordu. | Open Subtitles | بشأن الحوافز الجنسية وكل تلك الأشياء القذرة |
| Ne kadar uğraşsam da bu dürtüler beni kalın iplerle tutmuş gibi oynatıyor. | Open Subtitles | بغض النظر عن صعوبة هذا وأنا أحاول فكما تعلم، هذه الشهوات مثل حبال ضخمة تسحبني |
| İlkel duyusal zevkler için söylenecek söz yoktur. Bizi bu zamana ait yapan dürtüler -- geçmiş veya gelecek için ihtiyaç duyulmaz. | TED | المسرات الحسية الأولية التي تقول الاشياء التي لانجد الكلمات لها الدوافع التي تجعلنا حاضرين لاحاجة لماضي أو لمستقبل |
| Beraber büyüyen kardeşlerde bu seksüel dürtüler psikolojik baskılar ve sosyal tabular ile bastırılır. | Open Subtitles | لكنّ الطبعة النفسيّة ، و المحرّمات الإجتماعيّة تطغى على الرغبة الجنسيّة . حينما يربى الأشقاء معاً |
| Göz ardı edilmesi imkansız olan güçlü dürtüler. | Open Subtitles | إنها دوافع قويه يستحيل تجاهلها. |
| İyi dürtüler herkeste yok. | Open Subtitles | ليس كل واحد لديه دوافع حسنة |
| Kontrol etmekte zorlandıkları dürtüler. | Open Subtitles | دوافع قد يصعب التحكم بها. |
| Hizmetkârlar bölmeden önce demekte olduğum gibi oyunculukta bencillik yoktur, benmerkezci dürtüler yoktur, kibir yoktur, ego yoktur, gösteriş yoktur, kendini aşırı büyük görmekten doğan tehlikeler yoktur. | Open Subtitles | كما كنت أقول، قبل أن يقاطعني الخدم... لا يوجد "أنا" في التمثيل... لا دوافع أنانية ولا غطرسة، |
| dürtüler nasıldır bilirsiniz. | Open Subtitles | أعني، أنت أعلم بماهية الأمر.. تلك الرغبات الملحة. |
| Baş ağrıları, dürtüler... | Open Subtitles | الصداع، الرغبات |
| Bunu gördüğünüz için üzgünüm ama nasıldır bilirsiniz erkeksi dürtüler harekete geçince bir şeyler öldürmek istersiniz. | Open Subtitles | لكنك تعرف كيف هو عندما تحصل على تلك الحوافز الرجولية و فقط يجب أن تقتل شيئاً ، تصلح الأشياء , تطبخ في الخارج |
| Bilirsiniz,erkeksi dürtüler harekete geçtiğinde yalnızca birşeyler öldürmek istersiniz birşeyler onarmak, dışarıda yemek pişirmek- | Open Subtitles | لكنك تعرف كيف هو عندما تحصل على تلك الحوافز الرجولية و فقط يجب أن تقتل شيئاً ، تصلح الأشياء , تطبخ في الخارج |
| dürtüler gitsin diye... | Open Subtitles | ...هذه الشهوات تنزع |
| dürtüler öylece kaybolmuyor. Bu... | Open Subtitles | الشهوات لا تزول ...إنها |
| Pekâlâ öyleyse. Bir dürtü var. Başka dürtüler de olabilir. | Open Subtitles | حسنا جدا, هذا أحد الدوافع, وقد يكون هناك المزيد |
| Beraber büyüyen kardeşlerde bu seksüel dürtüler psikolojik baskılar ve sosyal tabular ile bastırılır. | Open Subtitles | لكنّ الطبعة النفسيّة ، و المحرّمات الإجتماعيّة تطغى على الرغبة الجنسيّة . حينما يربى الأشقاء معاً |