"düzeltecek" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيصلح
        
    • لإصلاح
        
    • لتصحيح
        
    • يصلح
        
    • ستصلح
        
    • لمعالجة
        
    • لإصلاحه
        
    • سوف اعدله
        
    • سيعالج
        
    • سيحسّن
        
    Son zamanlarda böyle çok parti vermediğimizi biliyorum ve bu her şeyi düzeltecek de demiyorum ama doğum gününde elim kolum bağlı oturamazdım. Open Subtitles اعلم اننا لم نكن نعمل الكثير من الاحتفالات مؤخراً وأنا لست أقول أنه سيصلح كل شيء لكن لم اتمكن من تجاهل عيد ميلادكِ
    Ama yeni bir planım var, diğer planlarımın etkisini düzeltecek bir plan. Open Subtitles لكن لديّ مخطط جديد والذي سيصلح الخسائر الفظيعة التي سببتها مخططاتي السابقة
    Ancak hastane sistemimizi toptan düzeltecek büyük değişim hâlâ önümüzde. TED ولكن أكبر تغيير لإصلاح نظام مستشفياتنا بالكامل لا يزال بعيد المنال.
    Hep işleri düzeltecek vaktimiz olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles لقد كان لدينا دائما حيزا من الوقت لتصحيح الامور
    -Nasıl düzeltecek burda değilse ? Open Subtitles ولكن كيف يصلح المكابح والقطار لا يمكنه أن يقف؟
    Tüm bunları düzeltecek misin? Open Subtitles هل يمكنك أن تعالجني؟ هل ستصلح كل هذا؟
    Yani ailesine öldüğünü söylememiz bir şeyi düzeltecek mi? Open Subtitles أعني، هل إخبار عائلتها أنّها ماتت سيصلح الأمر؟
    ♪ Belli bir tanrının belli bir türüne dua etmek ♪ ♪ Bunu aksilik olmadan becerirsen ♪ ♪ Tanrı, orta sınıf beyaz sürtüğün tek gözünü düzeltecek ♪ Open Subtitles و لو فعلت هذا بدون خطأ سيصلح عين عاهرة بيضاء
    Ama hastaneyi dava etmek bir şeyleri düzeltecek mi? Open Subtitles ولكن مقاضاة المستشفى هل سيصلح كل شيء؟
    Bunu düzeltecek tek kişi sensin. Open Subtitles أنتِ بمثابة الرجل الذي سيصلح ذلك
    Bak. Reed beni düzeltecek, tamam mı? Open Subtitles ريد سيصلح كل شيء،موافق ؟
    Barakanı düzeltecek zamanın varsa... birkaç kaya taşıyacak zamanın da vardır. Open Subtitles إن كان لديك الوقت لإصلاح كوخك فبالتأكيد لديك وقت لنقل بعض الصخور
    89 cents- bodrum kapısındaki kilidi düzeltecek vidaların maliyeti. Open Subtitles 89سنت ثمن المسمار لإصلاح القفل على باب القبو
    Kendi hatalarını düzeltecek kadar paran yoksa kendi sihrini yapmalısın. Open Subtitles عندما لا تملكين النقود لإصلاح أخطائك الخاصة، عليكِ القيام بسحركِ الخاص.
    Bu işi düzeltecek kelimeleri bulamayacağımı biliyorum. Open Subtitles أوَتعلمين، لن يسعني إيجاد كلمات لتصحيح ما حدث.
    İkimizin uzun ve yıpranmış bir ilişkimiz var... ama hala iyi bir ruhun olduğuna inanıyorum, ve yapmış olduğun yanlışlığı düzeltecek bir yol bulacağından eminim. Open Subtitles كانَ بيننا أنا و أنت علاقَةً طويلَة و مُضطربَة لكني أبقى أعتقِد أنَ لكَ روحاً طيبَة و أنكَ ستجدُ طريقةً لتصحيح الأخطاء التي ارتكبتَها
    Zaman makinesine atlayıp her şeyi düzeltecek miydi? Open Subtitles أكان سيقفز بآلة الزمن و يصلح كل شئ؟
    Yani bu hepsini düzeltecek mi? Open Subtitles أيفترض بكل هذا أن يصلح الأمور؟
    IVIG bunu düzeltecek. Open Subtitles الغلوبولينات الوريدية ستصلح هذا.
    Şimdilik hafıza sorunlarını düzeltecek teknolojimiz yok.Üzgünüm. Open Subtitles ليس لدينا التقنيه حتى الان لمعالجة محو الذاكره ، انا اسف
    Tink, sonunda düzeltecek bir şey bulmuşsun. Open Subtitles حسنٌ يا (تينك) ، ها قد ودتِ شيء لإصلاحه.
    Üstüne alınma. düzeltecek zamanım olduğunda burada olacak mısın? Open Subtitles لا شئ شخصى, ولكن بمرور الوقت سوف اعدله لك, وسوف تتحسن الامور؟
    Shani Baba herseyi düzeltecek. Open Subtitles شاني بابا سيعالج كل شيء..
    Sence sevgili babamla çay içmek... herşeyi düzeltecek mi? Open Subtitles تعتقد أنّ احتساء الشاي مع الوالد العزيز سيحسّن كلّ شيء؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more