"düzeyi" - Translation from Turkish to Arabic

    • مستوى
        
    • مستويات
        
    • مصفوفة
        
    • معدل
        
    Bir saniye önce amigdalanızda olan aktivitenin düzeyi neydi? TED ما هو مستوى النشاط في اللوزة الدماغية قبل ثانية واحدة؟
    Bakın, Hindistan'da pek çok enfekte var, ama düzeyi düşük. TED انظروا، أصيب العديد في الهند ولكن على مستوى ضعيف
    Pekala, o adamın barbarlık düzeyi önünde diz çökmeyeceğim. Open Subtitles حسناً , أنا لن أنزل إلى مستوى الرجل البربري
    Ben uzaktayken, zeka düzeyi mi düştü birden? Open Subtitles هل انخفضت مستويات الذكاء بحده عندما كنت فى الفضاء
    Bu zaman düzeyi bir kabuk içinde. Open Subtitles هذا هو مصفوفة الزمنية تشغيل داخل القشرة.
    Oksijen düzeyi çok düşerse bilgisayar otomatik olarak vantilatörleri çalıştırır. Open Subtitles عندما ينخفض مستوى الهواء بشدة يقوم الكومبيوتر بشكل آلي بتشغيل المراوح مرة أخرى
    Alfa Siyah düzeyi CIA'de en yüksek yetki seviyesidir. Open Subtitles أسود ألفا الأعلى مستوى ترخيص ضمن وكالة المخابرات المركزية.
    G3 iş programıyla ilgili, ödeme düzeyi değil. Open Subtitles ج 3 تشير الى جدول العمل وليس مستوى الراتب
    Radyasyon düzeyi, öldürücünün ötesindeydi. Open Subtitles مستوى الأشعاع القاتل فيه تجاوز الحد المسموح
    Bu, dün gece saat 4 civarlarındaki ses düzeyi. Open Subtitles هذا ماكان مستوى الصوت حوالى الساعة الرابعة فجر اليوم.
    Yemekten sonra kandaki şeker düzeyi yükselir. Open Subtitles ،بعد تناول الطعام مستوى السكر في الدم يرتفع
    Meydan okumayı severim. Daha önce böyle bir şeyi hiç görmemiştim. Bunların güvenlik düzeyi ne seviyede? Open Subtitles أنا لم أشاهد تلك الأشياء من قبل أي مستوى من الترخيص ذلك؟
    Karbon düzeyi Paleozoik Çağ ile benzeşiyor. 250 milyon yıl öncesi ile. Open Subtitles مستوى الكربون ثابت على مستوى أواخر عصر الحياة القديمة..
    Tedavisi işe yaradıysa neden siyanür düzeyi bu kadar yüksek? Open Subtitles اذا كان العلاج يعمل لماذا مستوى السيانيد لديها مرتفع
    4 olan sinir düzeyi her an 10'a yükselebilir, takım. Open Subtitles مستوى الغضب ارتفع من 4 الى 10 في غمضة عين ايها الفريق.
    Buradaki bakteri düzeyi bir fırtına sonrasında gördüğümüz en yüksek düzeyden bile çok çok fazla yüksek. Open Subtitles مستوى البكتيريا هنا أعلى بكثير حتى من المستوىات العالية التي نرى بعد العواصف،
    Maruz kaldığımız radyasyon düzeyi sağlık açısından tehlike arz etmiyor. Open Subtitles مستوى الإشعاع الذي نتعرض نحن له لا يشكل خطراً على الصحة
    Efendim, geçit odasında radyasyon düzeyi artıyor. Open Subtitles سيدى ، نحن نتلقى مستويات متزايدة من الإشعاع فى حجرة البوابة
    Süngerimsi kemikte florür düzeyi oldukça düşük. Open Subtitles مستويات منخفضة جداً من الفلورايد في العظم الموازي
    Yüksek C8 düzeyi. Bu teflonun önemli bir bileşenidir. Open Subtitles مستويات مرتفعة من السي 8 هذا مكون أساسي لنبات التيفلون
    Peynir eriyince protein düzeyi azalıyor, yağlar da sıvı gibi akıyor. Open Subtitles عندما يذوب الجبن، تطلق مصفوفة البروتين وتصبح الدهون مثل السائل ...
    Ortalama gelir düzeyi 100.000 $'ın üzerinde. Open Subtitles معدل الدخل أكثر من 100,000 دولار.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more