"dışında bir şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • شيئاً خارج
        
    • شيئاً سوى
        
    • أي شيء غير
        
    • شيئا غير
        
    • شيئا بخلاف
        
    • شيئا سوى
        
    • سَمعَت بأنّها خَسرتْ كُلّ شيءِ ماعدا
        
    • أى شئ عدا
        
    • أيّ شيء غير
        
    • أي شيء سوى
        
    • شيئاً إلا
        
    • شيء ضد
        
    • شيء آخر غير
        
    Menü dışında bir şey istersen ben her gün buradayım. Open Subtitles حسناً , إذا أردتى شيئاً خارج القائمة أنا هنا كل يوم
    O da işe yaramayan soy zincirini kırma dışında bir şey bilmiyor. Open Subtitles ، انه لا يعرف شيئاً سوى أن تنقية الدم لن تفلح
    Burada kola dışında bir şey içtiğin için mahvedebilirim seni. Open Subtitles تعلم أن باستطاعتي قتلك لشربك أي شيء غير الكولا هنا.
    Son ne zaman kan ve organ dışında bir şey yaptın ki zaten? Open Subtitles متى اخر مرة فعلت شيئا غير الدم والاحشاء ؟
    Keşke bir kerede "ipucu yok" demek dışında bir şey söylemek için kafanı dışarı çıkarsaydın. Open Subtitles اتمنى ان تبرز رأسك خارجاً لمرة فقط كي تقول شيئا بخلاف: لا أدلة
    Hatırlayın, blog yazarları, kaza dışında bir şey duymadıklarını söylediler. Open Subtitles تذكر ، المدون قال أنه لم يسمع شيئا سوى الإصطدام
    Yılda 25.000 dışında bir şey almayacakmış. Open Subtitles سَمعَت بأنّها خَسرتْ كُلّ شيءِ ماعدا 25 الف في السّنة.
    Polis olmak dışında bir şey istemediğimi söylemedim mi? Open Subtitles متى قُلت لكٍ أننى سأكون أى شئ عدا أن أكون شُرطياً
    Kraker dışında bir şey ister misin? Open Subtitles هل تريد أيّ شيء غير الكعك؟
    İzlemek dışında bir şey yapmayacağımı biliyorsun. Open Subtitles أنت تعلم أني لن افعل أي شيء سوى المشاهدة
    - Tanrı korusun, bu grup dışında bir şey yaşıyorum. Open Subtitles حاشا لله أن أفعل شيئاً خارج هذه المجموعة
    İş dışında bir şey istediğimde kendinde hep bir bedel biçme hakkı görüyorsan nasıl eşit olabiliriz? Open Subtitles كيف نكون متساويان إذا كنت قادر دائماً على فــــرض ثمن لي عندما أريد شيئاً خارج العمل؟
    Öyle ama onlar şu ana dek köstebek olmadıklarını söylemek dışında bir şey yapmadılar. Open Subtitles أليس هناك مبنى في لانغلي مختص بهذا؟ نعم، لكنهم لم يفعلوا شيئاً سوى الإصرار على أنهم لم يسربوا أي معلومة.
    Şu an tek fark, ikimizin de çölde olması ve sen de elinde ayakkabılarındaki toz dışında bir şey olmadan dönemezsin. Open Subtitles الفارق العام الآن هو أن كلانا يقف في الصحراء لا يمكنك المغادرة ولا تملك شيئاً سوى الرمل في حذاءك
    Tanrı sözleri dışında bir şey öğütledim mi? Open Subtitles هل سبق وان ألقيت وعظا عن أي شيء غير كلمة الله؟
    Televizyonda spor dışında bir şey izlemek yasak. Open Subtitles ممنوع مشاهدة أي شيء غير الرياضة على التلفاز
    Normalin dışında bir şey dikkatini çekti mi, herhangi farklı bir şey? Open Subtitles وكنت قد لاحظت شيئا غير عادية , وشيء من عادية؟
    Goyo'yla bu akşam iyi kapıştı gibi ama sıradanın dışında bir şey olmadı. Open Subtitles حسنا , اجل , اعتقد انه حدث شئ ما الليله مع جويو ولكن كما تعلمو ليس شيئا غير معتاد
    - İlaç dışında bir şey denesek? Open Subtitles ماذا عن تجربة شيئا بخلاف العقاقير؟
    Köpeğe bakmak dışında bir şey yapman gerekmez. Open Subtitles لا تفعل شيئا سوى الإعتناء بالكلب
    Yılda 25.000 dışında bir şey almayacakmış. Open Subtitles سَمعَت بأنّها خَسرتْ كُلّ شيءِ ماعدا 25 الف في السّنة.
    Polis olmak dışında bir şey istemediğimi söylemedim mi? Open Subtitles متى قُلت لكٍ أننى سأكون أى شئ عدا أن أكون شُرطياً
    Amber, acaba hiç normalin dışında bir şey oldu mu bu seansta? Open Subtitles (آمبر)، نُريد أن نعرف لو كان هناك أيّ شيء غير مألوف حول الموعد.
    İki gündür şeker makinesi dışında bir şey yemiyorum. Open Subtitles لم آكل أي شيء سوى طعام آلة البيع ليومان ، و الآن ..
    Hassas, duygulu, ümit vaat edici şeyler dışında bir şey yazamasa da... Open Subtitles فإنه لا تكتب شيئاً إلا النثر الحساس ، المكثف ، و الشعور الواعدة.
    Ama onu isteği dışında bir şey yapmaya zorlamayacağız. Open Subtitles ولكننا لن نجبره على فعل أي شيء ضد إرادته.
    Güneş ışığı almak, meşhur sosisler dışında bir şey yemek için. Open Subtitles الخبرة، أشعة الشمس، المجد، أكل شيء آخر غير الهوت دوغ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more