Myrtle, konuklar gelmeden akrabanın dışarı çıkması harika bir duygu. | Open Subtitles | ياله من أحساس رائع أن يخرج أقاربكِ من المنزل قبل أن يأتى الضيوف |
Kendisinden dışarı çıkması istendiğinde... evi ateşe verdi. | Open Subtitles | والذى يقطن بهذا العنوان وعندما طلب منه أن يخرج كى يواجهنا فيُعتقد أنه قد أشعل النيران فى المكان |
Şimdiye kadar birilerine yemek götürmek için dışarı çıkması gerekirdi. | Open Subtitles | المفترض أن يخرج لتسليم بعض الطعام بحلول الآن |
Bütün umudum 5 veya 10 yıl içinde dışarı çıkması... ve bana destek olması. | Open Subtitles | كل ما أتمناه هو أن يخرج خلال 5 أو 10 سنوات... و يعتني بي |
Hiç dışarı çıkması gerekmiyor. | Open Subtitles | وبهذا لا يتعيّن عليهِ أن يخرج بتاتاً |
İçimde dışarı çıkması gereken bir şeyler var ve eğer Garfield 3: | Open Subtitles | ثمّة شيء بداخلي يجب أن يخرج وإذا كان "غارفيلد 3 : |
dışarı çıkması gerekiyordu, yoksa ölürdü. | Open Subtitles | ينبغى أن يخرج أو أنه سيكون ميتاً |
- dışarı çıkması gerek! | Open Subtitles | لا يوجد حل آخر، يجب أن يخرج |
Elemanın cidden daha çok dışarı çıkması lazım. | Open Subtitles | هذا الشاب يجب أن يخرج أكثر. |
Bunun dışarı çıkması gerekiyor mu? | Open Subtitles | هل من المفترض أن يخرج هذا؟ |
- Hodge'un arada dışarı çıkması gerek. | Open Subtitles | -آجل, (هودج) يجب أن يخرج للعالم |