TK: Şunu söylemek isterim ki her kötü bayrağın içinde dışarı çıkmaya çalışan bir iyi bayrak vardır. | TED | تيد: أحب القول أنه داخل كل علم سيئ هناك آخر أفضل يحاول الخروج للعلن. |
dışarı çıkmaya çalışan bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هنالك شيئاً يحاول الخروج |
Çünkü Ay'ın içinde hanımefendi dışarı çıkmaya çalışan devasa bir şey var. | Open Subtitles | لأن بداخله، يا آنسة... هنالك مخلوقٌ ضخم يحاول الخروج... |
Sanırım dolabında dışarı çıkmaya çalışan bir şey var Tom. | Open Subtitles | أظنّ أنّ هناك أشياءً بخزانتكَ تحاول الخروج ، (توم). |
Sanırım dolabında dışarı çıkmaya çalışan bir şey var Tom. | Open Subtitles | أظنّ أنّ هناك أشياءً بخزانتكَ تحاول الخروج ، (توم). |
İçimde dışarı çıkmaya çalışan bir şey varmış gibi geliyor. | Open Subtitles | أشعر وكأن شيء داخلي يحاول الخروج |
Kendime şöyle derim Solo, her Alman'ın içinde dışarı çıkmaya çalışan bir Amerikalı vardır. | Open Subtitles | (أقول لنفسي، يا (سولو بأن داخل كلّ عشبة هنا، يوجد أمريكي يحاول الخروج |