Bizler, Mavi dağlardan gelen alelâde tacirleriz. Demir Tepelerdeki akrabalarımızı ziyarete gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن تجّار بسطاء جئنا من الجبال الزرقاء في رحلة لرؤية عشيرتنا في تلال الحديد |
Bu gece dağlardan gelen bu yırtıcı | Open Subtitles | هذه الليله , وهذا الحيوان المفترس من الجبال |
İki bin yılı aşkın süre boyunca yerliler, dağlardan gelen suyu çölün altından geçirmek için 3 bin km. uzunluğunda bu dev tünelleri kazmışlar. | Open Subtitles | أكثر من ألفيتين مضت، الناس المحليّون حفروا أكثر من 3,000 كيلومتر لهذه القنوات تحت الصحراء، يجري الماء من الجبال البعيدة. |
Atalarım, atların ateş ve rüzgar zamanında dağlardan gelen bir ruhu olduğuna inanır. | Open Subtitles | أسلافي كانوا يؤمنون أن روح الجواد تنزل من الجبل , تسبق الزمن وتطلق النار والريح |
- Annen kuzey dağlardan gelen bir siyah cüceydi | Open Subtitles | أمي كانت قزم أسود من الجبل الشمالي |
Uzak dağlardan gelen sis. | Open Subtitles | ضباب من الجبال البعيدة. |
dağlardan gelen esaslı bir heriftir. | Open Subtitles | انه شخص قوي من الجبال |
dağlardan gelen bir adam. | Open Subtitles | الرجل من الجبال |
Chomei'nin inziva yerindeki gibi bambu borularından akan dağlardan gelen temiz suyun sesi yok. | Open Subtitles | ليس هناك خرير للماء العذب ...المنساب من الجبال والجاري من قنوات الجبال (كما عند صومعة (تشوميي |