Ben vücutları bota atıp gezdiriyordum, sonra da denize salıveriyordum. | Open Subtitles | آخذهن في رحلة بالقارب, وبعدها ألقي بهن في البحر |
Ya zincire vurulacaklardı ya da denize atılacaklardı. | Open Subtitles | إما أن أضعهم في السلاسل أو أرميهم في البحر |
Yükseldikçe yükselmiş ve Güneş kanatlarını eritmiş sonra da denize düşmüş. | Open Subtitles | لذلك طار عاليا و عاليا حتي اذابت الشمس جناحه و سقط في البحر |
- Hayır, ya buhar olup uçtular ya da denize daldılar. | Open Subtitles | لا يوجد أحد هناك لا ، إما أنهم تبخروا أو غطسوا في البحر |
Bıkınca da, denize fırlat onları. | Open Subtitles | اذا تعبت منهم اعزكهن في البحر. |
"...yeni bir zengin bulması ve onu da denize atması fazla uzun sürmedi." | Open Subtitles | "لم يلبث (إيثان) أن وجد المرأة الثريّة التالية ليغازلها ويتزوّجها ويلقيها في البحر" |
Diktatörlük, Cesetler hiçbir zaman bulunamasın diye, mezarları kazıp çıkardıklarını yok etti ya da denize attı. | Open Subtitles | لذا كان من المستحيل ايجاد تلك الجثث النظام الديكتاتوري قام بدفنهم هنا و عمل على التخلص من البقية في مكان آخر أو أنه قام بالقاء جثثهم في البحر |
Onu vurdular, sonra da denize attılar. | Open Subtitles | نعم, أطلقوا عليه النار ورموه في البحر. |
Sonra da denize atıp kurtuluyorum onlardan. | Open Subtitles | بعد ذلك أتخلّص منها رمياً في البحر |
Sonra da denize düştü. | Open Subtitles | ثم زلّت في البحر. |
Tut şunu da denize atalım! | Open Subtitles | لنرمي به في البحر! |