| Şimdi Kamboçya'da olduğumuzu da duydum. | Open Subtitles | أنا متشائم لقد سمعت أيضا أننا فى كامبوديا الأن |
| Ayrıca gelinin İngiltere'nin en güzel gelini olduğunu da duydum. | Open Subtitles | سمعت أيضا بأن العروس الأكثر جمالا بكل إنجلترا |
| Aynı zamanda birisi kendisine borçlanınca işleri ciddiye aldığını da duydum. | Open Subtitles | سمعت أيضا أنه لا يتهاون عندما أحد ما يدينه بالمال |
| Senin hakkında yaklaşmama emri çıkarttığını da duydum. | Open Subtitles | سمعت أيضاً أنه حصل على أمر قضائي بعدم تعرضكِ له منذ خمسة أشهر |
| Bu hikayelerin kaynağının ben olduğumu da duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أيضاً أنهُ قد قيل بأنني أنا مصدرُ هذهِ الإشاعات |
| Ayrıca şehirde olma ihtimali olduğunu da duydum. | Open Subtitles | سمعت أيضاً أنه ربما يكون بالمدينة |
| - Eli'yı da duydum. | Open Subtitles | ولقد سمعت عن إيلاي |
| Ayrıca o çocukların yaşadığını da duydum değil mi? | Open Subtitles | و سمعت أيضا أن أولئك الطفلين عاشا، صحيح؟ |
| Bugünlerde elinin sıkışık olduğunu da duydum. | Open Subtitles | سمعت أيضا أنك بأزمة مالية هذه الأيام |
| Ayrıca burada çok iyi biri olduğunu da duydum, ne güzel. | Open Subtitles | سمعت أيضاً أنك لم تكن مشاغب. |
| Seni kaçıranın Jack Bauer olduğunu da duydum. | Open Subtitles | ولقد سمعت أيضاً من أن (جاك باور) هو من قام بتهريبك |
| Ayrıca Quinn ile aranızın birazcık kötü olduğunu da duydum. | Open Subtitles | سمعت أيضاً أنك تشاجرت مع (كوين) اليوم |