Ya da Fayed'den sahte bilgi aldık ve Assad da hiç orada olmadı. | Open Subtitles | أو ان المعلومات التى حصلنا عليها من (فايد) خطأ وان (أسد) لم يكن هناك أصلاً |
Oradan da Fayed zemin katına inip ve sonrasında kanalizasyona ulaşmış. | Open Subtitles | من هناك قد يتمكن (فايد) من الوصول إلى السرداب ومنه إلى بالوعات المجارى |
Ve Gredenko da Fayed'ten aldığı nükleer silahlarla onları silahlandırıyor? Evet, efendim. | Open Subtitles | و(جريدنكو) يجهزهم بالأسلحة النووية التى اعطاها لـ(فايد)؟ |
Adalet Bakanlığı müfettişi, İç Güvenlik'teyken senin Seattle'da Fayed'i tahliye ettiğini öğrenmiş. | Open Subtitles | عندما كان (فايد) لديك فى الحجز "اكتشف"؟ |