Benim hakkımda. İlk defa olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أيضاً أن هذه كانت المرة الأولى |
Tamam, bizim oraya bakıyorlar. Açelyalarımıza bayıldıklarından baktıklarını da sanmıyorum. | Open Subtitles | ،حسناً، أنظارهم جميعاً متجهة إلى منزلنا ولا أعتقد أنهم يبدون إعجابهم بالنباتات |
Babam eski zamanlardan hiç bahsetmez hatırladığını da sanmıyorum. | Open Subtitles | أبي لا يتحدث عن الأيام الخوالي ولا أظن أنه يتذكره |
Tek şanslı kişilerin biz olduğumuzu da sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أظن أننا المحظوظان الوحيدان هنا |
Sadece kendini kandırıyorsun. Bunu yaptığını da sanmıyorum. | Open Subtitles | أنت لا تخدع أحد ، بل نفسك أنا لا أظن أنك هكذا، حتى لو تظاهرت بذلك. |
Ve bir film seti hakkında konuştuğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أعتقد أنه كان يتكلّم حول جهاز تلفزيون. |
Pislik çıkarmak niyetinde değilim. Başkasının yapacağını da sanmıyorum. | Open Subtitles | انني لا أعطي شيئاً و لا أظن احد يقوم بذلك ,بغض النظر بما تواجهنه |
Sanırım hâlâ olmadıysa, olacağını da sanmıyorum. | Open Subtitles | إذا لم يحدث شيئاً بعد لا أظن أن شيئاً سيحدث |
İstediği şeyde gayet netti ve af için sana yalvarılacak bir şey olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | كانت واضحة بشأن ما أرادته ولا أعتقد أن له علاقة بالتوسل لعفوك. |
Beni vuran kişinin çatışmadaki manyakların arasında olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن من أطلق النار علي كان من المعاتيه في تبادل إطلاق النار |
Beni vuran kişinin çatışmadaki manyakların arasında olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن من أطلق النار علي كان من المعاتيه في تبادل إطلاق النار |
Onları satmadım ve satacağımı da sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لم أبيعهم، ولا أعتقد أنني عازمةً على ذلك، أيضًا |
Bu sefer olanları düzeltmek için yapabileceğin bir şey olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | "ولا أعتقد أنّ هناك أيّ شيء يمكنكِ القيام به لإصلاحه." |
Ve benimle bir daha konuşacağını da sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أنها ستتحدث معي أبداً. |
Tek şanslı kişilerin biz olduğumuzu da sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أظن أننا المحظوظان الوحيدان هنا |
Eserinin bir anlamı olduğunu da sanmıyorum. Bence ölümlü olduğunun farkına vardın. | Open Subtitles | ولا أظن حقا ان لوحتك بشأن أي شيء |
Benim "beş" olduğum çok belli ve o kadar çok âşık olduğunu da sanmıyorum... | Open Subtitles | من الواضح أني "درجة أخيرة"، ولا أظن أنه يقع في الحب كثيراً. |
Ben son incelediğimde ise Lana Lang'in sevgilisi vardı, ve bir yedek aradığını da sanmıyorum. | Open Subtitles | آخر مرة دققت ووجدت أن (لانا لانغ) لديها صديق ولا أظن أنها تُعرض في السوق كقطعة إحتياطية |
Bu olası kötü adamın ne yaptığını sorduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنك سألت عما فعله هذا الشاب |
Ayrıca senin yanlış bir şey yaptığını da sanmıyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أظن أنك فعلت شيئاً خاطئاً. |
O zaman bu hikâyeyi Peter'ın açısından dinledik. Evet. Tüm hikâyeyi anlattığını da sanmıyorum. | Open Subtitles | صحيح، وأنا لا أعتقد أن هذه هى القصة الكاملة |
Sanmıyorum. Sorunun o tür bir şey olduğunu da sanmıyorum. Haftalardır çalışıyorum. | Open Subtitles | لا أظن، و لا أظن الأمر بسيطاً فأنا مريض منذ أسابيع |
Bak, şimdiye kadar olmadıysa, bundan sonra olacağını da sanmıyorum. | Open Subtitles | إذا لم يحدث شيئاً بعد لا أظن أن شيئاً سيحدث و أعتذر لكن أظن أنني |