"da yaşamak" - Translation from Turkish to Arabic

    • العيش في
        
    • الحياة في
        
    • العيش ب
        
    Kimsenin birbirinden bir şeyler saklamadığı bir dünya da yaşamak istediğini, biliyorum ama kabul etmelisin ki, kimse seninle aynı fikirde değil. Open Subtitles انا اعرف انكِ تريدين العيش في عالم حيث لا يوجد من يخبيء على الآخر شيئاً ولكني واجهي الامر, لا احد يتفق معكِ
    Afrika'da yaşamak uçta olmaktır, mecazi ve gerçek anlamda 2008'den önceki bağlantıyı düşündüğünüzde. TED إن العيش في افريقيا هو بمثابة العيش على الحافة مجازا، وحرفيا إلى حد بعيد عندما نتذكر وسائل الاتصال قبل 2008.
    Benim gibi insanlar, artık Togo'da yaşamak istemiyor. TED فالأشخاص مثلي لا يستطيعون العيش في توجو بعد الآن.
    Chandni Chowk'da yaşamak daha iyi olmaz mıydı? Open Subtitles لا هو كَانَ أفضلُ أنْ الحياة في ساحة جاندي أفضل من ذلك
    Bazen hep Oz'da yaşamak istediğini düşünüyorum." Open Subtitles اعتقد احيانا بانها تريد العيش في اريزونا للأبد
    Dostum, Afrika'da yaşamak harika olmalı! Open Subtitles . يا رجل , العيش في افريقيا يجب ان يكون رائعاً
    İspanya'da yaşamak konusunda emin değilim. Yani... Open Subtitles انا لا لست متاكدة اني اريد العيش في اسبانيا اعني
    Hepimizin bildiği gibi, Manhattan'da yaşamak çok pahalı. Open Subtitles دانيال كما نعلم جميعا، العيش في مانهاتن يمكن ان يكلف كثيرا
    New York'da yaşamak, resim yaparak para kazanmak inanılmaz bir fırsat. Open Subtitles العيش في نيويورك ان يدفع لي لأرسم انها فرصة رائعة
    Bir tutsak olarak Songak'da yaşamak istemiyorsunuz, değil mi? Open Subtitles تريدُ التوقع عن العيش كرهينة شخصٍ ما و العيش في سونغاك، صحيح؟
    Songak'da yaşamak istemenin asıl gerekçesi nedir? Open Subtitles ماهوَ السبب الرئيسي الذي من أجله تريدُ العيش في السونغاك؟
    İspanya'da yaşamak istiyorum. Open Subtitles أريد العيش في إسبانيا, وربما أتزوج بلاعب كرة قدم.
    Amerika'da yaşamak zaten yeterince kötüyken. Şimdi de bütün çınar yaprağı hastası çocuklar kızımıza sahip olmak isteyecek. Open Subtitles انه سيء بما يكفي علينا العيش في امريكا والأن جميع الأولاد ذوي حمي القيقب يردون ابنتنا
    Bu arada Japonya'da yaşamak beni katlamada, buharlaştırmada ve katlamada iyi etkiledi. Open Subtitles وبالمناسبة, العيش في اليابان جعلني جيدة جدًا في الطي والتبخير وما إلى آخره
    Bizim gibi Bago'da yaşamak isteyen üç kanka olmamasına inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق أنه لا يوجد 3 شبان مثلنا يريدون العيش في عربة رائعة
    Greenwich, Connecticut'da yaşamak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد العيش في غرينيتش، كونيكتيكت.
    Geçen yıl zor geçti biliyorum, ama... sanırım Santa Carla'da yaşamak gerçekten hoşunuza gidecek. Open Subtitles يا شباب أَعْرفُ ان السَنَة الأخيرة لم تكن سهلة، لكن... أعتقد أنكم ستحُبّون حقاً العيش في سانتا كارلا
    Güney Dakota'da yaşamak, duygusal olarak gelişmemiş bir ortakla çalışmak... Open Subtitles الحياة في جنوب داكوتا والعمل في المستودع ...مع شريك عاطفي
    Ben de, Honolulu'da yaşamak nasıldır, hissedelim diye üç saat geri almıştım. Open Subtitles ولكنني في الأسبوع الماضي أعدت الساعة لقبل ثلاث ساعات لينتمكن من رؤية "شعور الحياة في هانالولو"
    Bethlem'da yaşamak çok tatsız olabiliyor. Open Subtitles الحياة في بيثليم قد تكون قاتمة بلا رحمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more