Hayır, biraz önce çizdiğiniz şey daha çok bir diyagram ya da bir şematiğe benziyor. | TED | لا، ما قد رسمته للتو يبدو أقرب إلى رسم توضيحي أو تخطيطي |
İnsan modellere kıyasla daha çok bir hayvan modeli belki de. | Open Subtitles | ..أكثر من كونها حيوان , ربما من النماذج الإنسانية |
daha çok bir inanç gibi. Ek iş olarak vergi kaçakçılığının yapıldığı beyin yıkama. | Open Subtitles | تعلمان، إنها أشبه بطائفة إنها عمليّة غسيل دماغ بجانب الإحتيال الضريبي |
üzerimdeki etkisi... tanımlayacak bir kelime yok.daha çok bir ses gibi.Rrrrrghh | Open Subtitles | تأثيرها علي لا يمكن أبدا وصفه بكلمه... إنه أشبه بصوت تتحدثون عن هاني مجدداً |
- daha çok bir polis devleti. - Bu, iyi haber olabilir. | Open Subtitles | انه يشبه اكثر بمركز للشرطة من الممكن ان يكون من حسن حظنا |
Sevişmemize rağmen daha çok bir arkadaş gibiydi. | Open Subtitles | لقد كان أكثر من رفيق. |
Efendim, düşman uçağının teşhisi konusunda bu daha çok bir... | Open Subtitles | سيدتي، بشأن تحديد طائرة العدو - إنها أقرب بكثير من .. |
Fakat market raflarını dolduran modern endüstriyel balık avcılığı daha çok bir savaşa benziyor. | TED | ولكن الصيد الصناعي الحديث، هذا النوع الذي يملأ لنا رفوف البقالة، يبدو أكثر مثل الحرب. |
Bana sorarsan daha çok bir boğma zincirine benziyor. | Open Subtitles | تبدو أكثر كسلسلة خنق، إذا سألتيني |
Kulağa daha çok bir opera salonu ya da başka bir şeyin ismiymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | تبدو أقرب إلى ، مثلاً دار الأوبرا ، أو شيء من هذا. |
Kulağa daha çok bir opera salonu ya da başka bir şeyin ismiymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | تبدو أقرب إلى ، مثلاً دار الأوبرا أو شيء من هذا |
Bu adamlar, aslında daha çok, bir resme bakarak tekrar çiziyorlar, mesela Mona Lisa'yı. | Open Subtitles | في الحقيقة، إنه أقرب إلى القدرة على الرسم كما تعلم، موناليزا الرسم الحر |
Bir saldırgandan daha çok bir kurbanın özelliklerini sergiliyor, tamam mı? | Open Subtitles | تعرض المميزات بطريقة تشير بشكل كبير أنّها ضحيّة أكثر من كونها معتدية |
Rosewood tipik bir hastaneye kıyasla daha çok bir tatil beldesidir. | Open Subtitles | إن روزود أشبه بمنتجع صحي أكثر من كونها مستشفى عادية |
Ama Gina Linetti daha çok bir ruh hali gibi değil mi? | Open Subtitles | ولكن أليست ( جينا لونيتي ) أكثر من كونها حالة ذهنية ؟ |
Bunları sizin mikrobiyomunuz olarak adlandırırız, içinizde yaşayan küçük bir dünya gibidir-- aslında, daha çok bir evren. | TED | إننا ندعوها بالنبيت الميكروبي، لذا فهي تشبه عالمًا صغيرًا يعيش داخلك... في الواقع إنها أشبه بكون. |
daha çok bir ulusal felaket. | Open Subtitles | إنها أشبه بوباء قومى |
daha çok bir iniş noktası. | Open Subtitles | إنها أشبه بـ ... . الخطو نحو نقطة |
daha çok bir dinlenme tesisi gibi. | Open Subtitles | إنه أشبه ما يكون بمحطة على الطريق |
daha çok bir sığınma evi, aslında. | Open Subtitles | إنه أشبه بملجأ، حقاً |
daha çok bir disko. | Open Subtitles | إنه أشبه بالديسكو. |
daha çok bir yanardağ tanrısı ya da bir deniz tanrısı gibi. | Open Subtitles | يشبه اكثر اله البركان... .. |
daha çok bir kurt adam gibiydi. | Open Subtitles | لقد كان أكثر مثل المستذئب |
Aslında, daha çok bir fırsat. | Open Subtitles | حسناً, إنها أقرب لفرصة في الواقع |
Tamam, yatak daha çok bir restorana benzemeli. | Open Subtitles | كل الحق، ونحن يجب جعل السرير أكثر مثل مطعم. |
Değil ve Sacramento aslında havuz sayılmaz daha çok bir göl ya da nehir bile olabilir. | Open Subtitles | كلا! " ساكرامينتو" ليس بالبركة الصغيرة، إنـّها تبدو أكثر كـ بحيرة، أو حتّى مصب نهر |