"daha önce hiç görmediğim" - Translation from Turkish to Arabic

    • لم أره من قبل
        
    • لم أرها من قبل
        
    • لم أراها من قبل
        
    • لم اره من قبل
        
    • لم أراه من قبل
        
    • رأيت قبل ذلك
        
    Çoğu kez, takside giderken bir gömlekte delik ya da çok ilginç, hoş, fonksiyonel bir özellik görürüm. Bu Daha önce hiç görmediğim bir şeydir. TED وأحيانا عندما أكون في تاكسي وأرى ثقبا في قميص أو شيء ما يبدو مثيرا للاهتمام أو جميل أو عملي على نحو لم أره من قبل.
    Işık kutusuna bakma şeklin Daha önce hiç görmediğim bir şekildeydi. Open Subtitles طريقة تحديقك بعلبة المصابيح تلك كان شيئاً لم أره من قبل.
    Daha önce hiç görmediğim bir dolu hesaplar falan var. Open Subtitles , هناك كل تلك الحسابات أشياء لم أرها من قبل
    Daha önce hiç görmediğim külodunun nasıl... Open Subtitles كنت أتسائل فحسب كيف أن . . ملابسك الداخلية لم أرها من قبل
    Bu yuvalar Daha önce hiç görmediğim bir maddeden yapılmış. Open Subtitles هذه الاعشاش مصنوعة من بعض المواد لم أراها من قبل.
    Daha önce hiç görmediğim tüm o güzel yabancı şehirleri birlikte gördük. Open Subtitles كل هذه المدن الجميلة التى لم أراها من قبل ،رأيناها معاً
    Malcolm'un gözlerinde Daha önce hiç görmediğim bir şey gördüm: Open Subtitles لقد رأيت شيء في عيون مالكوم لم اره من قبل,الخوف
    ve yolun sonunda, Marissa'yı Daha önce hiç görmediğim biriyle öpüşürken buldum. Open Subtitles توقفت في الممر. وماريسا تقبل رجل لم أراه من قبل
    Fakat, son görevde, Daha önce hiç görmediğim bir Amerikalı daha vardı. Open Subtitles ولكن بالمهمة الأخيرة كان هناك رجل آخر أمريكي لم أره من قبل.
    Daha önce hiç görmediğim bir güvenlik duvarı çıkıverdi. Her şey dondu. Open Subtitles لقد ظهر جدار حماية لم أره من قبل و تجمد كل شيء
    Daha önce hiç görmediğim bir program devrede. Open Subtitles هناك برنامج من نوع ما يعمل لم أره من قبل
    Yeni bir olgunluğa, Daha önce hiç görmediğim bir özgüven sahipti. Open Subtitles لقد أصبحت بالغة ، لقد كانت واثقة بنفسها بشكل لم أره من قبل
    Ama onları bulduğum gün Daha önce hiç görmediğim bir adam sokağın aşağısından beni izliyordu. Open Subtitles لكن، في اليوم الذي وجدتها فيه، كان هناك رجل لم أره من قبل يراقبني من آخر الطريق
    Ama bizim Daha önce hiç görmediğim teknoloji ve malzemelere erişimimiz vardı. Open Subtitles لكن، حظينا بتعامل مع موادّ و تقنيات، لم أرها من قبل قط!
    Karnımda Daha önce hiç görmediğim bir yara var. Open Subtitles لدي ندبة في معدتي لم أرها من قبل
    Karnımda Daha önce hiç görmediğim bir yara var. Open Subtitles ولدي ندبة في معدتي لم أرها من قبل
    Bu yılanlar Daha önce hiç görmediğim bir şekilde yayılıyorlar. Open Subtitles هذه الأفاعي تسيطر بطريقة لم أرها من قبل
    Ama hisselerini Daha önce hiç görmediğim bir şekilde seçtiğin ortada. Open Subtitles لكنك تختار أسهمك بطريقه لم أرها من قبل
    Bana zararı olmayan, Daha önce hiç görmediğim bir kadını öldüremem. Open Subtitles لا أستطيع قتل إمرأة لم أراها من قبل ولم تآذني
    Laboratuarında Daha önce hiç görmediğim yabancıl atomik partikülleri saptadık. Open Subtitles إكتشفنا وجود جزيئات ذرية غريبه داخل معمله جزيئات لم أراها من قبل
    Birkaç gün önce büyük bir şey buldum, sonra da hepsi X ile işaretlenmiş Daha önce hiç görmediğim birkaç bin sayfa buldum. Open Subtitles كان لدى إكتشاف كبير قبل عده أيام حينها وجدت ألاف الصفحات التى لم أراها من قبل وكلها تحت عنوان أكس
    Hayır, ama Daha önce hiç görmediğim bir ikincil yöntem kullanıyordu. Open Subtitles لا، ولكنها تستعمل أسلوباً لم اره من قبل
    Bilgisayar Daha önce hiç görmediğim bir program için bir ton bellek kullanıyor. Open Subtitles الحاسب يستخدم الكثير من الذاكره ليجرى برنامج لم أراه من قبل
    Daha önce hiç görmediğim güçleri var. Open Subtitles هو يحصل على السلطات الذي أنا أبدا ما رأيت قبل ذلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more