| gösteren çalışma yayınlandı. İlaçlar onları daha cesur, daha az ürkek ve keşfetmeye daha açık hale getirmiş. | TED | لقد جعله أكثر شجاعة وأقل جفولًا، وأصبح أكثر عرضة لاكتشاف بيئته. |
| Uçma etkisinin gülümsemeleri artırdığını gördüm, kendine güvenin yeşerdiğini ve insanların biraz daha cesur olduklarını. | TED | لقد وجدت أن الطيران يجعل الابتسام أكثر شيوعًا، وتزدهر الثقة بالنفس، ويصبح الناس أكثر شجاعة. |
| Babalarınız sorumluluk taşıdığı için çok daha cesur. | Open Subtitles | أباءكم أكثر شجاعة لأنهم يحملون المسؤولية |
| Geceleri daha cesur ve verimli oldukları yönünde önsezilerim var. | TED | كان لدي إحساس بأنهم سيكونون أكثر جرأة ويرتفع عددهم في الليل. |
| Bu yüzden denizcilerden daha cesur diğer pilotlardan daha gururludurlar. | Open Subtitles | لذلك هم اشجع من البحارة... وأكثر فخرا من الطيارين منتظم. |
| Dünyaya İnsan Oğulları'ndan daha cesur savaşçı gelmemiştir. | Open Subtitles | فلا يوجد مقاتل وطأ الأرض أشجع من الأدميون |
| Kendi kendime eğer daha büyük ya da daha cesur olsaydım, Babamı babamı durdurabileceğimi düşünüyordum. | Open Subtitles | قلت لنفسي بعد هذا عندما كبرت و أصبحت أكثر شجاعة أردت أن أوقف هذا |
| Kararlar daha doğru gibi gelince insanlar daha cesur hisseder. | Open Subtitles | .. تبدوالقراراتأكثرحكمة . والأشخاص أكثر شجاعة |
| Dalga geçtiğiniz o dedektif, bu odadaki herkesten daha çok kendini bu işe adamış bir polis hepinizden daha dürüst ve çok daha cesur. | Open Subtitles | تلك الشرطية التي تسخر منها التي جميعكم تضحكون عليها أكثر نزاهة و أكثر التزام و أكثر شجاعة و أكثر جرأة |
| Seni görüyorum ve diyorum ki, işte cesur bir adam benden çok daha cesur. | Open Subtitles | أراك.. وأفكر، حسنا، هنالك رجل شجاع.. أكثر شجاعة مني بكثير |
| Seni görüyorum ve diyorum ki, işte cesur bir adam benden çok daha cesur. | Open Subtitles | أراك.. وأفكر، حسنا، هنالك رجل شجاع.. أكثر شجاعة مني بكثير |
| Onun daha cesur, daha genç ve görüldüğü üzere benden daha masum olması dışında... | Open Subtitles | عـدا أنها أكثر شجاعة ، حديثة الوصول و من الواضح أكثر براءة مني |
| Baktığım altı yaşındakiler bile senden daha cesur. | Open Subtitles | أنا اعتنيت بأطفال في السادسة من عمرهم أكثر شجاعة منك |
| En cesur şövalyemizden daha cesur ve doktorumuzdan daha bilge olacak. | Open Subtitles | من سيكون أكثر شجاعة من أغلب الفرسان الشجعان وأكثر حكمة حتى من من طبيب بلاطنا |
| Ralph Waldo Emerson, dedi "Bir kahraman değil mi N'-sıradan bir adam daha cesur t | Open Subtitles | إن البطل ليس أكثر شجاعة من الإنسان العادي |
| Bunu kabul ettiklerinde, daha cesur olmak için güven desteği buldular. | Open Subtitles | لكن بمجرد أن قبلوا الفكرة وجد بور و هيزنبرج أن دفعة الثقة بالنفس جعلتهما أكثر جرأة |
| daha cesur mu oluyor, yoksa akıllı mı? | Open Subtitles | حسنا اذن ما الذي يفعله يصبح أكثر جرأة ام ذكاء؟ |
| Tüm bu yaşadıklarımızdan, daha dikkatli olmaktan ziyade, daha cesur olmayı ve şansları ertelememeyi öğrendim. | Open Subtitles | ومن هذه الأزمتيّن ، تعلمت ألا أكون أكثر حرصًا بل أكثر جرأة لانتهاز فرص أكثر |
| Burada Kralınızdan daha cesur biri var mı? | Open Subtitles | هل هناك شخص ما هنا اشجع من الملك الخاص بك؟ |
| Kasırgadan daha güçlü! Katil balinadan daha cesur! | Open Subtitles | أقوى من الإعصار اشجع من حوت قاتل |
| Aslandan daha cesur, öküzden daha kuvvetli, sanki tanrılar bizzat şekil vermiş gibi bir vücuda sahip birine. | Open Subtitles | مع رجل أشجع من أسد أقوى من ثور ، وبهيئة رائعة كما لو أنه نُحت من قبل الآلهة بأنفسهم |