Hayatımızı daha derinden etkileyecek ve belki de daha görünür bir şekilde. | TED | انها سوف تؤثر على حياتنا بشكل أعمق و ربما بشكل أكثر خفاء |
Yani çalışmamıza direkt olarak dokunduğumuzda, sadece onu daha iyi kontrol etmeyeceğiz, onu daha derinden de anlayacağız. | TED | إذن عبر لمس عملنا مباشرة، لن نتمكن فقط من التحكم فيه بشكل أفضل، بل سنفهمه أيضا بشكل أعمق. |
Ekranının ötesine geçerek insanların kalpleri ve hayal güçleri ile daha derinden bağ kurmaya çalışıyorduk. | TED | كنا نبحث فيما وراء الشاشة، في محاولة للتواصل تواصلاً أعمق بقلوب الناس وخيالهم. |
Tiyatrocular bazı şeyleri daha derinden hissetmek için biraz eşcinsel olmalıdır. | Open Subtitles | انوع المسرح تحتاج قليلا من الجنس المثلي حتى يتمكنوا من الشعور بأشياء أكثر عمقا. |
Olanlar onu tahmin ettiğinden çok daha derinden incitti. | Open Subtitles | ماذا حدث يضر بها أكثر عمقا يمكن أن نفهم مما كنت. |
Bu, birbirimize daha derinden bağlanmamızla ilgili. | Open Subtitles | أنه بشأن تمضية الوقت للإتصال وتقوية العلاقات فيما بيننا الى مستوى أعمق. |
Tek uğraşım insanoğlunun içinde yaşadığımız dünyayı daha derinden algılamasını sağlamak sadece. | Open Subtitles | في حين أن كل ما قمت به هو مساعدة الإنسانية للوصول إلى فهم أعمق للعالم الذي نعيش فيه. |
Tamam ama o ceset torbasında biri var, biraz daha derinden araştıralım. | Open Subtitles | أجل. أحدهم كان في ذلك الكيس، لذا لنبحث بشكل أعمق |
Son zamanlarda nörologlar bir ayna nöron alt kümesinin başkaları ile daha derinden empati kurmamıza olanak sağladığını ortaya koymuştur. | TED | في الآونة الأخيرة، وجد علماء الأعصاب أن مجموعة فرعية من مرآة الخلايا العصبية تسمح لنا أن نتعاطف مع مشاعر الآخرين على مستوى أعمق. |
Ancak kitaplarıma daha derinden bakmayı öğrendikçe, her cümleye daha fazla zaman ayırdıkça dış dünydaki sesleri daha az duydum. | TED | لكنني أدركت أنه كلّما غرقت أعمق في كتبي، كلّما استغرقت وقتًا أطول لقراءة كل جملة، وسمعت أصواتًا أقلّ من العالم الخارجي. |
Orada dünyayı, nesnelerle ve insanlarla olan ilişkilerimizi daha derinden kavrayabiliriz. | Open Subtitles | حيث يمكننا عندها فهم العالم بشكل أعمق و حيث نستطيع فهم علاقتنا بالأشياء و الناس بشكل أعمق و نستطيع في النهايةأن نعطي معنىً أكبرلأنفسنا في هذا العالم |
Kütleçekimini daha derinden kavramanın çözümü, kesinlikle küçüklerin dünyasında, quantum dünyasında yatıyor. | Open Subtitles | الحلّ لفهمٍ أعمق لـ"الجاذبيّة" يكمنُ بالتأكيد بعالم الأشياء الصغيرة, العالم الكمّي. |
Aynı kurt sesi ya. Tekrar yap. Yok, daha derinden. | Open Subtitles | ـ تماماً مثل الذئب، هيّا ـ كلا، أعمق |
Kralın olduğu için değil, hala onu sevdiğin için... daha derinden. | Open Subtitles | ليس لأنه ملكك وحسب بل لأن حبك له أعمق |
Seni çok daha derinden yaralayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أجرحك بشكل أعمق |
daha derinden bir bağlantı olması gerektiğini biliyordum. Ne buldun? | Open Subtitles | كنت أعرف أن هناك علاقة أعمق بين... |