Bir telefon yüzeyde göründüğünden çok daha fazlasıdır. | TED | يُعتبر الهاتف أكثر من مجرد ما يظهر على السطح. |
Duyma engelli insanların neden konserlere gittiğini merak etmişsinizdir. Fakat müzik, kulağınıza gelen sesten çok daha fazlasıdır. | TED | وربما تتساءلون عن سبب حضور الصُّم للحفلات الموسيقية لكن في الواقع، الموسيقى أكثر من مجرد صوت يَمر عبر الأذُن |
Engin su depolarından çok daha fazlasıdır. Birbirlerine karmaşık bir akıntılar ağıyla bağlı Dünya'daki yaşam için çok önemlidirler. | Open Subtitles | إنها أكثر من مجرد خزان عظيم للمياه ، فهي مرتبطة ببعضها عن طريق شبكة معقدة من التيارات |
Bu çizgi roman kitabuna "Evet, daha fazlasıdır" adını verdik. Bu kitap bizim kahramanlarımızdan bazılarına ait fikirlerin evrimleşmesiyle ilgilidir. | TED | قمنا بتسمية هذا الكتاب الفكاهي ب "بلى هو المزيد" والذي واضح أنه نوع من تطور الأفكار لبعض أبطالنا |
Bu bölümde Mies van der Rohe var, "Az, daha fazlasıdır" | TED | والذي هو في هذه الحالة كتاب "الأقل هو المزيد" لميس فان دير روه |
Bu hikâyeler çocukları korkutan ya da sizi daha iyi hissettiren yerel efsanelerden, yerel hikâyelerden daha fazlasıdır. | Open Subtitles | ... هذه القصص, إنها أكثر من مجرد أساطير محلية, قصص محلية لإخافة الأطفال أو جعلهم أن يشعروا أفضل |
Lise derslerden ve ev ödevlerinden çok daha fazlasıdır. | Open Subtitles | أجل، مدرسة الثانوية أكثر من مجرد فصول دراسية و واجبات |
Modern bir pazar, bir web sitesinden daha fazlasıdır: Birlikte çalışabilen pazarların alanıdır, ofis mekanizmaları, düzenleyici rejimler, çözüm mekanizmaları, likidite kaynakları vb. | TED | السوق الحديثة هي أكثر من مجرد موقع على الإنترنت؛ إنها كشبكة من الأسواق القابلة للتشغيل المتبادل، كآليات المكتب الخلفي، كأنظمة تنظيمية، كآليات استقرار، وكمصادر للسيولة وهلم جرا. |
Beyin elbette besinsel parçaların toplamından çok daha fazlasıdır, ancak her bir bileşenin işleyiş, gelişim, ruh hali ve enerji üzerinde belirgin bir etkisi vardır. | TED | الدماغ هو، بطبيعة الحال، أكثر من مجرد مجموع الأجزاء الغذائية المكونة له، ولكن كل مكون لديه تأثير واضح على العمل، والتطوير و المزاج والطاقة. |
Size bu hikayeyi anlatmak istiyorum çünkü hatırlamamız gerekir ki birbirimize anlattığımız hikayeler basit anlatılardan, öykülerden veya eğlenceden daha fazlasıdır. | TED | أردت إخباركم بهذه القصة لأنني أظن أننا بحاجةٍ لأن نتذكر أنه أحيانًا القصص التي نقولها لبعضنا هي أكثر من مجرد حكايات أو وسيلة للترفيه أو السرد |
Kahvaltıdan, çiçeklerden ve tebrik kartlarından daha fazlasıdır. | Open Subtitles | أنه أكثر من مجرد غداءأوزهورأوبطاقات. |
Ama geçmiş anılardan çok daha fazlasıdır. | Open Subtitles | الماضي هو أكثر من مجرد ذكريات. |
Belki şeyden daha fazlasıdır... bir sembolden? | Open Subtitles | ربما هذه أكثر من مجرد رمز بسيط؟ |
Eğlenceden çok daha fazlasıdır. | TED | وهي أكثر من مجرد ترفيه. |
"Evet, daha fazlasıdır" ile bizim söylemek istediğimiz şey basitçe şu fikri sorgulamak: mimaride öncül olmak neredeyse her zaman olumsuz tanımlanır, ki biz buna karşıyız. | TED | وما نريد قوله ب "بلى هو المزيد" هو في الأساس محاولة لوضع هذه الفكرة في شكل سؤال أن التطلع والتقدمية المعمارية دائما ما يكون تعريفها سلبياً كـ "من" أو "ماذا" نحن ضده |
"daha fazlasıdır." | Open Subtitles | هو المزيد |
Bundan daha fazlasıdır. | TED | إنها أكثر من سقف. |
Bilimsel esasta, "Positif Düşünce Gücünden" daha fazlasıdır. -- korkunç, korkunç bir karanlık tarafı vardır. Eğer hasta olursanız, bunun sebebi sizin negatif düşünmeniz gibidir. | TED | وعلى الجانب العلمي .. إنها أكثر من فقط " قوة التفكير الإيجابي " فهذا الفلم له جانب سيء ومظلم جداً جداً .. وهو كما وكأنك ستصاب بالمرض إن آمنت به لانه يعني أنك كنت تفكر بالأفكار السلبية طيلة الوقت |